صرف فعل ترکی استانبولی ön plana çıkmak

ön plana çıkmak : مصدر

Indicative mood / وجه اخباری

Present continuous simple / حال استمراری ساده
ben ön plana çıkıyorum
sen ön plana çıkıyorsun
o ön plana çıkıyor
biz ön plana çıkıyoruz
siz ön plana çıkıyorsunuz
onlar ön plana çıkıyorlar
Simple tense / زمان گسترده
ben ön plana çıkırım
sen ön plana çıkırsın
o ön plana çıkır
biz ön plana çıkırız
siz ön plana çıkırsınız
onlar ön plana çıkırlar
Past definite / گذشته خبری
ben ön plana çıktım
sen ön plana çıktın
o ön plana çıktı
biz ön plana çıktık
siz ön plana çıktınız
onlar ön plana çıktılar
Past progressive, dubitative / گذشته استمراری تردیدی
ben ön plana çıkıyormuşum
sen ön plana çıkıyormuşsun
o ön plana çıkıyormuş
biz ön plana çıkıyormuşuz
siz ön plana çıkıyormuşsunuz
onlar ön plana çıkıyormuşlar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben ön plana çıkırmışım
sen ön plana çıkırmışsın
o ön plana çıkırmış
biz ön plana çıkırmışız
siz ön plana çıkırmışsınız
onlar ön plana çıkırmışlar
Past progressive, narrative / گذشته استمراری روایتی
ben ön plana çıkıyordum
sen ön plana çıkıyordun
o ön plana çıkıyordu
biz ön plana çıkıyorduk
siz ön plana çıkıyordunuz
onlar ön plana çıkıyordular
Past perfect, narrative / گذشته کامل روایتی
ben ön plana çıkmıştım
sen ön plana çıkmıştın
o ön plana çıkmıştı
biz ön plana çıkmıştık
siz ön plana çıkmışstınız
onlar ön plana çıkmıştılar
Doubtful distant past / گذشته دور و تردید آمیز
ben ön plana çıkmışmışım
sen ön plana çıkmışmışsın
o ön plana çıkmışmış
biz ön plana çıkmışmışız
siz ön plana çıkmışmışsınız
onlar ön plana çıkmışmışlar
Past in future / گذشته در آینده
ben ön plana çıkmış olacağım
sen ön plana çıkmış olacaksın
o ön plana çıkmış olacak
biz ön plana çıkmış olacağız
siz ön plana çıkmış olacaksınız
onlar ön plana çıkmış olacaklır
Past conditional narrative / شرطی روایتی گذشته
ben ön plana çıksaydım
sen ön plana çıksaydın
o ön plana çıksaydı
biz ön plana çıksaydık
siz ön plana çıksaydınız
onlar ön plana çıksaydılar
Past conditional dubitative / شرطی تردیدی گذشته
ben ön plana çıksaymışım
sen ön plana çıksaymışsın
o ön plana çıksaymış
biz ön plana çıksaymışız
siz ön plana çıksaymışsınız
onlar ön plana çıksaymışlar
Future simple / زمان آینده
ben ön plana çıkacağım
sen ön plana çıkacaksın
o ön plana çıkacak
biz ön plana çıkacağız
siz ön plana çıkacaksınız
onlar ön plana çıkacaklar
Future in past / آینده در گذشته
ben ön plana çıkacaktım
sen ön plana çıkacaktın
o ön plana çıkacaktı
biz ön plana çıkacaktık
siz ön plana çıkacaktınız
onlar ön plana çıkacaktılar
Future dubitative / آینده وجه تردیدی
ben ön plana çıkacakmışım
sen ön plana çıkacakmışsın
o ön plana çıkacakmış
biz ön plana çıkacakmışız
siz ön plana çıkacakmışsınız
onlar ön plana çıkacakmışlar
Future conditional / آینده شرطی
ben ön plana çıkacaksam
sen ön plana çıkacaksan
o ön plana çıkacaksa
biz ön plana çıkacaksak
siz ön plana çıkacaksanız
onlar ön plana çıkacaksalar

Necessitative /

Simple tense / زمان گسترده
ben ön plana çıkmalıyım
sen ön plana çıkmalısın
o ön plana çıkmalı(dır)
biz ön plana çıkmalıyız
siz ön plana çıkmalısınız
onlar ön plana çıkmalı(dır)lar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben ön plana çıkmalıydım
sen ön plana çıkmalıdın
o ön plana çıkmalıydı
biz ön plana çıkmalıydık
siz ön plana çıkmalıydınız
onlar ön plana çıkmalıydılar
Past, Dubitative / گذشته تردیدی
ben ön plana çıkmalıymışım
sen ön plana çıkmalıymışsın
o ön plana çıkmalıymış
biz ön plana çıkmalıymışız
siz ön plana çıkmalıymışsınız
onlar ön plana çıkmalıymışlar

Conditional / وجه شرطی

Simple tense / فاعلی زمان گسترده
ben ön plana çıksam
sen ön plana çıksan
o ön plana çıksa
biz ön plana çıksak
siz ön plana çıksanız
onlar ön plana çıksalar
Present progressive / حال استمراری
ben ön plana çıkıyorsam
sen ön plana çıkıyorsan
o ön plana çıkıyorsa
biz ön plana çıkıyorsak
siz ön plana çıkıyorsanız
onlar ön plana çıkıyorlarsa
Present / حال ساده
ben ön plana çıkırsam
sen ön plana çıkırsan
o ön plana çıkırsa
biz ön plana çıkırsak
siz ön plana çıkırsanız
onlar ön plana çıkırsalar
Past definite / گذشته خبری
ben ön plana çıktıysam
sen ön plana çıktıysan
o ön plana çıktıysa
biz ön plana çıktıysak
siz ön plana çıktıysanız
onlar ön plana çıktıysalar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben ön plana çıkmışsam
sen ön plana çıkmışsan
o ön plana çıkmışsa
biz ön plana çıkmışsak
siz ön plana çıkmışsanız
onlar ön plana çıkmışsalar

Subjunctive / وجه التزامی

Simple tense / زمان گسترده
ben ön plana çıkayım
sen ön plana çıkasın
o ön plana çıka
biz ön plana çıkalım
siz ön plana çıkasınız
onlar ön plana çıkalar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben ön plana çıkaydım
sen ön plana çıkaydın
o ön plana çıkaydı
biz ön plana çıkaydık
siz ön plana çıkaydınız
onlar ön plana çıkaydılar
Past reportative /
ben ön plana çıkaymışım
sen ön plana çıkaymışsın
o ön plana çıkaymış
biz ön plana çıkaymışız
siz ön plana çıkaymışsınız
onlar ön plana çıkaymışlar

Imperative / وجه امری

sen ön plana çık
o ön plana çıksın
siz ön plana çıkın(ız)
onlar ön plana çıksınlar
دانلود اپلیکیشن آموزشی + دیکشنری رایگان