صرف فعل ترکی استانبولی beyazlatmak

beyazlatmak : مصدر

Indicative mood / وجه اخباری

Present continuous simple / حال استمراری ساده
ben beyazlatıyorum
sen beyazlatıyorsun
o beyazlatıyor
biz beyazlatıyoruz
siz beyazlatıyorsunuz
onlar beyazlatıyorlar
Simple tense / زمان گسترده
ben beyazlatırım
sen beyazlatırsın
o beyazlatır
biz beyazlatırız
siz beyazlatırsınız
onlar beyazlatırlar
Past definite / گذشته خبری
ben beyazlattım
sen beyazlattın
o beyazlattı
biz beyazlattık
siz beyazlattınız
onlar beyazlattılar
Past progressive, dubitative / گذشته استمراری تردیدی
ben beyazlatıyormuşum
sen beyazlatıyormuşsun
o beyazlatıyormuş
biz beyazlatıyormuşuz
siz beyazlatıyormuşsunuz
onlar beyazlatıyormuşlar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben beyazlatırmışım
sen beyazlatırmışsın
o beyazlatırmış
biz beyazlatırmışız
siz beyazlatırmışsınız
onlar beyazlatırmışlar
Past progressive, narrative / گذشته استمراری روایتی
ben beyazlatıyordum
sen beyazlatıyordun
o beyazlatıyordu
biz beyazlatıyorduk
siz beyazlatıyordunuz
onlar beyazlatıyordular
Past perfect, narrative / گذشته کامل روایتی
ben beyazlatmıştım
sen beyazlatmıştın
o beyazlatmıştı
biz beyazlatmıştık
siz beyazlatmışstınız
onlar beyazlatmıştılar
Doubtful distant past / گذشته دور و تردید آمیز
ben beyazlatmışmışım
sen beyazlatmışmışsın
o beyazlatmışmış
biz beyazlatmışmışız
siz beyazlatmışmışsınız
onlar beyazlatmışmışlar
Past in future / گذشته در آینده
ben beyazlatmış olacağım
sen beyazlatmış olacaksın
o beyazlatmış olacak
biz beyazlatmış olacağız
siz beyazlatmış olacaksınız
onlar beyazlatmış olacaklır
Past conditional narrative / شرطی روایتی گذشته
ben beyazlatsaydım
sen beyazlatsaydın
o beyazlatsaydı
biz beyazlatsaydık
siz beyazlatsaydınız
onlar beyazlatsaydılar
Past conditional dubitative / شرطی تردیدی گذشته
ben beyazlatsaymışım
sen beyazlatsaymışsın
o beyazlatsaymış
biz beyazlatsaymışız
siz beyazlatsaymışsınız
onlar beyazlatsaymışlar
Future simple / زمان آینده
ben beyazlatacağım
sen beyazlatacaksın
o beyazlatacak
biz beyazlatacağız
siz beyazlatacaksınız
onlar beyazlatacaklar
Future in past / آینده در گذشته
ben beyazlatacaktım
sen beyazlatacaktın
o beyazlatacaktı
biz beyazlatacaktık
siz beyazlatacaktınız
onlar beyazlatacaktılar
Future dubitative / آینده وجه تردیدی
ben beyazlatacakmışım
sen beyazlatacakmışsın
o beyazlatacakmış
biz beyazlatacakmışız
siz beyazlatacakmışsınız
onlar beyazlatacakmışlar
Future conditional / آینده شرطی
ben beyazlatacaksam
sen beyazlatacaksan
o beyazlatacaksa
biz beyazlatacaksak
siz beyazlatacaksanız
onlar beyazlatacaksalar

Necessitative /

Simple tense / زمان گسترده
ben beyazlatmalıyım
sen beyazlatmalısın
o beyazlatmalı(dır)
biz beyazlatmalıyız
siz beyazlatmalısınız
onlar beyazlatmalı(dır)lar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben beyazlatmalıydım
sen beyazlatmalıdın
o beyazlatmalıydı
biz beyazlatmalıydık
siz beyazlatmalıydınız
onlar beyazlatmalıydılar
Past, Dubitative / گذشته تردیدی
ben beyazlatmalıymışım
sen beyazlatmalıymışsın
o beyazlatmalıymış
biz beyazlatmalıymışız
siz beyazlatmalıymışsınız
onlar beyazlatmalıymışlar

Conditional / وجه شرطی

Simple tense / فاعلی زمان گسترده
ben beyazlatsam
sen beyazlatsan
o beyazlatsa
biz beyazlatsak
siz beyazlatsanız
onlar beyazlatsalar
Present progressive / حال استمراری
ben beyazlatıyorsam
sen beyazlatıyorsan
o beyazlatıyorsa
biz beyazlatıyorsak
siz beyazlatıyorsanız
onlar beyazlatıyorlarsa
Present / حال ساده
ben beyazlatırsam
sen beyazlatırsan
o beyazlatırsa
biz beyazlatırsak
siz beyazlatırsanız
onlar beyazlatırsalar
Past definite / گذشته خبری
ben beyazlattıysam
sen beyazlattıysan
o beyazlattıysa
biz beyazlattıysak
siz beyazlattıysanız
onlar beyazlattıysalar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben beyazlatmışsam
sen beyazlatmışsan
o beyazlatmışsa
biz beyazlatmışsak
siz beyazlatmışsanız
onlar beyazlatmışsalar

Subjunctive / وجه التزامی

Simple tense / زمان گسترده
ben beyazlatayım
sen beyazlatasın
o beyazlata
biz beyazlatalım
siz beyazlatasınız
onlar beyazlatalar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben beyazlataydım
sen beyazlataydın
o beyazlataydı
biz beyazlataydık
siz beyazlataydınız
onlar beyazlataydılar
Past reportative /
ben beyazlataymışım
sen beyazlataymışsın
o beyazlataymış
biz beyazlataymışız
siz beyazlataymışsınız
onlar beyazlataymışlar

Imperative / وجه امری

sen beyazlat
o beyazlatsın
siz beyazlatın(ız)
onlar beyazlatsınlar
دانلود اپلیکیشن آموزشی + دیکشنری رایگان