صرف فعل ترکی استانبولی fırçalatmak

fırçalatmak : مصدر

Indicative mood / وجه اخباری

Present continuous simple / حال استمراری ساده
ben fırçalatıyorum
sen fırçalatıyorsun
o fırçalatıyor
biz fırçalatıyoruz
siz fırçalatıyorsunuz
onlar fırçalatıyorlar
Simple tense / زمان گسترده
ben fırçalatırım
sen fırçalatırsın
o fırçalatır
biz fırçalatırız
siz fırçalatırsınız
onlar fırçalatırlar
Past definite / گذشته خبری
ben fırçalattım
sen fırçalattın
o fırçalattı
biz fırçalattık
siz fırçalattınız
onlar fırçalattılar
Past progressive, dubitative / گذشته استمراری تردیدی
ben fırçalatıyormuşum
sen fırçalatıyormuşsun
o fırçalatıyormuş
biz fırçalatıyormuşuz
siz fırçalatıyormuşsunuz
onlar fırçalatıyormuşlar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben fırçalatırmışım
sen fırçalatırmışsın
o fırçalatırmış
biz fırçalatırmışız
siz fırçalatırmışsınız
onlar fırçalatırmışlar
Past progressive, narrative / گذشته استمراری روایتی
ben fırçalatıyordum
sen fırçalatıyordun
o fırçalatıyordu
biz fırçalatıyorduk
siz fırçalatıyordunuz
onlar fırçalatıyordular
Past perfect, narrative / گذشته کامل روایتی
ben fırçalatmıştım
sen fırçalatmıştın
o fırçalatmıştı
biz fırçalatmıştık
siz fırçalatmışstınız
onlar fırçalatmıştılar
Doubtful distant past / گذشته دور و تردید آمیز
ben fırçalatmışmışım
sen fırçalatmışmışsın
o fırçalatmışmış
biz fırçalatmışmışız
siz fırçalatmışmışsınız
onlar fırçalatmışmışlar
Past in future / گذشته در آینده
ben fırçalatmış olacağım
sen fırçalatmış olacaksın
o fırçalatmış olacak
biz fırçalatmış olacağız
siz fırçalatmış olacaksınız
onlar fırçalatmış olacaklır
Past conditional narrative / شرطی روایتی گذشته
ben fırçalatsaydım
sen fırçalatsaydın
o fırçalatsaydı
biz fırçalatsaydık
siz fırçalatsaydınız
onlar fırçalatsaydılar
Past conditional dubitative / شرطی تردیدی گذشته
ben fırçalatsaymışım
sen fırçalatsaymışsın
o fırçalatsaymış
biz fırçalatsaymışız
siz fırçalatsaymışsınız
onlar fırçalatsaymışlar
Future simple / زمان آینده
ben fırçalatacağım
sen fırçalatacaksın
o fırçalatacak
biz fırçalatacağız
siz fırçalatacaksınız
onlar fırçalatacaklar
Future in past / آینده در گذشته
ben fırçalatacaktım
sen fırçalatacaktın
o fırçalatacaktı
biz fırçalatacaktık
siz fırçalatacaktınız
onlar fırçalatacaktılar
Future dubitative / آینده وجه تردیدی
ben fırçalatacakmışım
sen fırçalatacakmışsın
o fırçalatacakmış
biz fırçalatacakmışız
siz fırçalatacakmışsınız
onlar fırçalatacakmışlar
Future conditional / آینده شرطی
ben fırçalatacaksam
sen fırçalatacaksan
o fırçalatacaksa
biz fırçalatacaksak
siz fırçalatacaksanız
onlar fırçalatacaksalar

Necessitative /

Simple tense / زمان گسترده
ben fırçalatmalıyım
sen fırçalatmalısın
o fırçalatmalı(dır)
biz fırçalatmalıyız
siz fırçalatmalısınız
onlar fırçalatmalı(dır)lar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben fırçalatmalıydım
sen fırçalatmalıdın
o fırçalatmalıydı
biz fırçalatmalıydık
siz fırçalatmalıydınız
onlar fırçalatmalıydılar
Past, Dubitative / گذشته تردیدی
ben fırçalatmalıymışım
sen fırçalatmalıymışsın
o fırçalatmalıymış
biz fırçalatmalıymışız
siz fırçalatmalıymışsınız
onlar fırçalatmalıymışlar

Conditional / وجه شرطی

Simple tense / فاعلی زمان گسترده
ben fırçalatsam
sen fırçalatsan
o fırçalatsa
biz fırçalatsak
siz fırçalatsanız
onlar fırçalatsalar
Present progressive / حال استمراری
ben fırçalatıyorsam
sen fırçalatıyorsan
o fırçalatıyorsa
biz fırçalatıyorsak
siz fırçalatıyorsanız
onlar fırçalatıyorlarsa
Present / حال ساده
ben fırçalatırsam
sen fırçalatırsan
o fırçalatırsa
biz fırçalatırsak
siz fırçalatırsanız
onlar fırçalatırsalar
Past definite / گذشته خبری
ben fırçalattıysam
sen fırçalattıysan
o fırçalattıysa
biz fırçalattıysak
siz fırçalattıysanız
onlar fırçalattıysalar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben fırçalatmışsam
sen fırçalatmışsan
o fırçalatmışsa
biz fırçalatmışsak
siz fırçalatmışsanız
onlar fırçalatmışsalar

Subjunctive / وجه التزامی

Simple tense / زمان گسترده
ben fırçalatayım
sen fırçalatasın
o fırçalata
biz fırçalatalım
siz fırçalatasınız
onlar fırçalatalar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben fırçalataydım
sen fırçalataydın
o fırçalataydı
biz fırçalataydık
siz fırçalataydınız
onlar fırçalataydılar
Past reportative /
ben fırçalataymışım
sen fırçalataymışsın
o fırçalataymış
biz fırçalataymışız
siz fırçalataymışsınız
onlar fırçalataymışlar

Imperative / وجه امری

sen fırçalat
o fırçalatsın
siz fırçalatın(ız)
onlar fırçalatsınlar
دانلود اپلیکیشن آموزشی + دیکشنری رایگان