صرف فعل ترکی استانبولی ferahlatmak

ferahlatmak : مصدر

Indicative mood / وجه اخباری

Present continuous simple / حال استمراری ساده
ben ferahlatıyorum
sen ferahlatıyorsun
o ferahlatıyor
biz ferahlatıyoruz
siz ferahlatıyorsunuz
onlar ferahlatıyorlar
Simple tense / زمان گسترده
ben ferahlatırım
sen ferahlatırsın
o ferahlatır
biz ferahlatırız
siz ferahlatırsınız
onlar ferahlatırlar
Past definite / گذشته خبری
ben ferahlattım
sen ferahlattın
o ferahlattı
biz ferahlattık
siz ferahlattınız
onlar ferahlattılar
Past progressive, dubitative / گذشته استمراری تردیدی
ben ferahlatıyormuşum
sen ferahlatıyormuşsun
o ferahlatıyormuş
biz ferahlatıyormuşuz
siz ferahlatıyormuşsunuz
onlar ferahlatıyormuşlar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben ferahlatırmışım
sen ferahlatırmışsın
o ferahlatırmış
biz ferahlatırmışız
siz ferahlatırmışsınız
onlar ferahlatırmışlar
Past progressive, narrative / گذشته استمراری روایتی
ben ferahlatıyordum
sen ferahlatıyordun
o ferahlatıyordu
biz ferahlatıyorduk
siz ferahlatıyordunuz
onlar ferahlatıyordular
Past perfect, narrative / گذشته کامل روایتی
ben ferahlatmıştım
sen ferahlatmıştın
o ferahlatmıştı
biz ferahlatmıştık
siz ferahlatmışstınız
onlar ferahlatmıştılar
Doubtful distant past / گذشته دور و تردید آمیز
ben ferahlatmışmışım
sen ferahlatmışmışsın
o ferahlatmışmış
biz ferahlatmışmışız
siz ferahlatmışmışsınız
onlar ferahlatmışmışlar
Past in future / گذشته در آینده
ben ferahlatmış olacağım
sen ferahlatmış olacaksın
o ferahlatmış olacak
biz ferahlatmış olacağız
siz ferahlatmış olacaksınız
onlar ferahlatmış olacaklır
Past conditional narrative / شرطی روایتی گذشته
ben ferahlatsaydım
sen ferahlatsaydın
o ferahlatsaydı
biz ferahlatsaydık
siz ferahlatsaydınız
onlar ferahlatsaydılar
Past conditional dubitative / شرطی تردیدی گذشته
ben ferahlatsaymışım
sen ferahlatsaymışsın
o ferahlatsaymış
biz ferahlatsaymışız
siz ferahlatsaymışsınız
onlar ferahlatsaymışlar
Future simple / زمان آینده
ben ferahlatacağım
sen ferahlatacaksın
o ferahlatacak
biz ferahlatacağız
siz ferahlatacaksınız
onlar ferahlatacaklar
Future in past / آینده در گذشته
ben ferahlatacaktım
sen ferahlatacaktın
o ferahlatacaktı
biz ferahlatacaktık
siz ferahlatacaktınız
onlar ferahlatacaktılar
Future dubitative / آینده وجه تردیدی
ben ferahlatacakmışım
sen ferahlatacakmışsın
o ferahlatacakmış
biz ferahlatacakmışız
siz ferahlatacakmışsınız
onlar ferahlatacakmışlar
Future conditional / آینده شرطی
ben ferahlatacaksam
sen ferahlatacaksan
o ferahlatacaksa
biz ferahlatacaksak
siz ferahlatacaksanız
onlar ferahlatacaksalar

Necessitative /

Simple tense / زمان گسترده
ben ferahlatmalıyım
sen ferahlatmalısın
o ferahlatmalı(dır)
biz ferahlatmalıyız
siz ferahlatmalısınız
onlar ferahlatmalı(dır)lar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben ferahlatmalıydım
sen ferahlatmalıdın
o ferahlatmalıydı
biz ferahlatmalıydık
siz ferahlatmalıydınız
onlar ferahlatmalıydılar
Past, Dubitative / گذشته تردیدی
ben ferahlatmalıymışım
sen ferahlatmalıymışsın
o ferahlatmalıymış
biz ferahlatmalıymışız
siz ferahlatmalıymışsınız
onlar ferahlatmalıymışlar

Conditional / وجه شرطی

Simple tense / فاعلی زمان گسترده
ben ferahlatsam
sen ferahlatsan
o ferahlatsa
biz ferahlatsak
siz ferahlatsanız
onlar ferahlatsalar
Present progressive / حال استمراری
ben ferahlatıyorsam
sen ferahlatıyorsan
o ferahlatıyorsa
biz ferahlatıyorsak
siz ferahlatıyorsanız
onlar ferahlatıyorlarsa
Present / حال ساده
ben ferahlatırsam
sen ferahlatırsan
o ferahlatırsa
biz ferahlatırsak
siz ferahlatırsanız
onlar ferahlatırsalar
Past definite / گذشته خبری
ben ferahlattıysam
sen ferahlattıysan
o ferahlattıysa
biz ferahlattıysak
siz ferahlattıysanız
onlar ferahlattıysalar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben ferahlatmışsam
sen ferahlatmışsan
o ferahlatmışsa
biz ferahlatmışsak
siz ferahlatmışsanız
onlar ferahlatmışsalar

Subjunctive / وجه التزامی

Simple tense / زمان گسترده
ben ferahlatayım
sen ferahlatasın
o ferahlata
biz ferahlatalım
siz ferahlatasınız
onlar ferahlatalar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben ferahlataydım
sen ferahlataydın
o ferahlataydı
biz ferahlataydık
siz ferahlataydınız
onlar ferahlataydılar
Past reportative /
ben ferahlataymışım
sen ferahlataymışsın
o ferahlataymış
biz ferahlataymışız
siz ferahlataymışsınız
onlar ferahlataymışlar

Imperative / وجه امری

sen ferahlat
o ferahlatsın
siz ferahlatın(ız)
onlar ferahlatsınlar
دانلود اپلیکیشن آموزشی + دیکشنری رایگان