صرف فعل ترکی استانبولی işkence görmek

işkence görmek : مصدر

Indicative mood / وجه اخباری

Present continuous simple / حال استمراری ساده
ben işkence görüyorum
sen işkence görüyorsun
o işkence görüyor
biz işkence görüyoruz
siz işkence görüyorsunuz
onlar işkence görüyorlar
Simple tense / زمان گسترده
ben işkence görerüm
sen işkence görersün
o işkence görer
biz işkence görerüz
siz işkence görersünüz
onlar işkence görerler
Past definite / گذشته خبری
ben işkence gördüm
sen işkence gördün
o işkence gördü
biz işkence gördük
siz işkence gördünüz
onlar işkence gördüler
Past progressive, dubitative / گذشته استمراری تردیدی
ben işkence görüyormuşum
sen işkence görüyormuşsun
o işkence görüyormuş
biz işkence görüyormuşuz
siz işkence görüyormuşsunuz
onlar işkence görüyormuşlar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben işkence görermüşüm
sen işkence görermüşsün
o işkence görermüş
biz işkence görermüşüz
siz işkence görermüşsünüz
onlar işkence görermüşler
Past progressive, narrative / گذشته استمراری روایتی
ben işkence görüyordum
sen işkence görüyordun
o işkence görüyordu
biz işkence görüyorduk
siz işkence görüyordunuz
onlar işkence görüyordular
Past perfect, narrative / گذشته کامل روایتی
ben işkence görmüştüm
sen işkence görmüştün
o işkence görmüştü
biz işkence görmüştük
siz işkence görmüşstünüz
onlar işkence görmüştüler
Doubtful distant past / گذشته دور و تردید آمیز
ben işkence görmüşmüşüm
sen işkence görmüşmüşsün
o işkence görmüşmüş
biz işkence görmüşmüşüz
siz işkence görmüşmüşsünüz
onlar işkence görmüşmüşler
Past in future / گذشته در آینده
ben işkence görmüş olacağım
sen işkence görmüş olacaksın
o işkence görmüş olacak
biz işkence görmüş olacağız
siz işkence görmüş olacaksınız
onlar işkence görmüş olacaklır
Past conditional narrative / شرطی روایتی گذشته
ben işkence görseydim
sen işkence görseydin
o işkence görseydi
biz işkence görseydik
siz işkence görseydiniz
onlar işkence görseydiler
Past conditional dubitative / شرطی تردیدی گذشته
ben işkence görseymişim
sen işkence görseymişsin
o işkence görseymiş
biz işkence görseymişiz
siz işkence görseymişsiniz
onlar işkence görseymişler
Future simple / زمان آینده
ben işkence göreceğim
sen işkence göreceksin
o işkence görecek
biz işkence göreceğiz
siz işkence göreceksiniz
onlar işkence görecekler
Future in past / آینده در گذشته
ben işkence görecektim
sen işkence görecektin
o işkence görecekti
biz işkence görecektik
siz işkence görecektiniz
onlar işkence görecektiler
Future dubitative / آینده وجه تردیدی
ben işkence görecekmişim
sen işkence görecekmişsin
o işkence görecekmiş
biz işkence görecekmişiz
siz işkence görecekmişsiniz
onlar işkence görecekmişler
Future conditional / آینده شرطی
ben işkence göreceksem
sen işkence göreceksen
o işkence görecekse
biz işkence göreceksek
siz işkence görecekseniz
onlar işkence görecekseler

Necessitative /

Simple tense / زمان گسترده
ben işkence görmeliyim
sen işkence görmelisin
o işkence görmeli(dir)
biz işkence görmeliyiz
siz işkence görmelisiniz
onlar işkence görmeli(dir)ler
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben işkence görmeliydim
sen işkence görmelidin
o işkence görmeliydi
biz işkence görmeliydik
siz işkence görmeliydiniz
onlar işkence görmeliydiler
Past, Dubitative / گذشته تردیدی
ben işkence görmeliymişim
sen işkence görmeliymişsin
o işkence görmeliymiş
biz işkence görmeliymişiz
siz işkence görmeliymişsiniz
onlar işkence görmeliymişler

Conditional / وجه شرطی

Simple tense / فاعلی زمان گسترده
ben işkence görsem
sen işkence görsen
o işkence görse
biz işkence görsek
siz işkence görseniz
onlar işkence görseler
Present progressive / حال استمراری
ben işkence görüyorsam
sen işkence görüyorsan
o işkence görüyorsa
biz işkence görüyorsak
siz işkence görüyorsanız
onlar işkence görüyorlarsa
Present / حال ساده
ben işkence görersem
sen işkence görersen
o işkence görerse
biz işkence görersek
siz işkence görerseniz
onlar işkence görerseler
Past definite / گذشته خبری
ben işkence gördüysem
sen işkence gördüysen
o işkence gördüyse
biz işkence gördüysek
siz işkence gördüyseniz
onlar işkence gördüyseler
Indefinite past / گذشته گسترده
ben işkence görmüşsem
sen işkence görmüşsen
o işkence görmüşse
biz işkence görmüşsek
siz işkence görmüşseniz
onlar işkence görmüşseler

Subjunctive / وجه التزامی

Simple tense / زمان گسترده
ben işkence göreyim
sen işkence göresin
o işkence göre
biz işkence görelim
siz işkence göresiniz
onlar işkence göreler
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben işkence göreydim
sen işkence göreydin
o işkence göreydi
biz işkence göreydik
siz işkence göreydiniz
onlar işkence göreydiler
Past reportative /
ben işkence göreymişim
sen işkence göreymişsin
o işkence göreymiş
biz işkence göreymişiz
siz işkence göreymişsiniz
onlar işkence göreymişler

Imperative / وجه امری

sen işkence gör
o işkence görsün
siz işkence görün(üz)
onlar işkence görsünler
دانلود اپلیکیشن آموزشی + دیکشنری رایگان