صرف فعل ترکی استانبولی imkânsızlaşmak

imkânsızlaşmak : مصدر

Indicative mood / وجه اخباری

Present continuous simple / حال استمراری ساده
ben imkânsızlaşıyorum
sen imkânsızlaşıyorsun
o imkânsızlaşıyor
biz imkânsızlaşıyoruz
siz imkânsızlaşıyorsunuz
onlar imkânsızlaşıyorlar
Simple tense / زمان گسترده
ben imkânsızlaşırım
sen imkânsızlaşırsın
o imkânsızlaşır
biz imkânsızlaşırız
siz imkânsızlaşırsınız
onlar imkânsızlaşırlar
Past definite / گذشته خبری
ben imkânsızlaştım
sen imkânsızlaştın
o imkânsızlaştı
biz imkânsızlaştık
siz imkânsızlaştınız
onlar imkânsızlaştılar
Past progressive, dubitative / گذشته استمراری تردیدی
ben imkânsızlaşıyormuşum
sen imkânsızlaşıyormuşsun
o imkânsızlaşıyormuş
biz imkânsızlaşıyormuşuz
siz imkânsızlaşıyormuşsunuz
onlar imkânsızlaşıyormuşlar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben imkânsızlaşırmışım
sen imkânsızlaşırmışsın
o imkânsızlaşırmış
biz imkânsızlaşırmışız
siz imkânsızlaşırmışsınız
onlar imkânsızlaşırmışlar
Past progressive, narrative / گذشته استمراری روایتی
ben imkânsızlaşıyordum
sen imkânsızlaşıyordun
o imkânsızlaşıyordu
biz imkânsızlaşıyorduk
siz imkânsızlaşıyordunuz
onlar imkânsızlaşıyordular
Past perfect, narrative / گذشته کامل روایتی
ben imkânsızlaşmıştım
sen imkânsızlaşmıştın
o imkânsızlaşmıştı
biz imkânsızlaşmıştık
siz imkânsızlaşmışstınız
onlar imkânsızlaşmıştılar
Doubtful distant past / گذشته دور و تردید آمیز
ben imkânsızlaşmışmışım
sen imkânsızlaşmışmışsın
o imkânsızlaşmışmış
biz imkânsızlaşmışmışız
siz imkânsızlaşmışmışsınız
onlar imkânsızlaşmışmışlar
Past in future / گذشته در آینده
ben imkânsızlaşmış olacağım
sen imkânsızlaşmış olacaksın
o imkânsızlaşmış olacak
biz imkânsızlaşmış olacağız
siz imkânsızlaşmış olacaksınız
onlar imkânsızlaşmış olacaklır
Past conditional narrative / شرطی روایتی گذشته
ben imkânsızlaşsaydım
sen imkânsızlaşsaydın
o imkânsızlaşsaydı
biz imkânsızlaşsaydık
siz imkânsızlaşsaydınız
onlar imkânsızlaşsaydılar
Past conditional dubitative / شرطی تردیدی گذشته
ben imkânsızlaşsaymışım
sen imkânsızlaşsaymışsın
o imkânsızlaşsaymış
biz imkânsızlaşsaymışız
siz imkânsızlaşsaymışsınız
onlar imkânsızlaşsaymışlar
Future simple / زمان آینده
ben imkânsızlaşacağım
sen imkânsızlaşacaksın
o imkânsızlaşacak
biz imkânsızlaşacağız
siz imkânsızlaşacaksınız
onlar imkânsızlaşacaklar
Future in past / آینده در گذشته
ben imkânsızlaşacaktım
sen imkânsızlaşacaktın
o imkânsızlaşacaktı
biz imkânsızlaşacaktık
siz imkânsızlaşacaktınız
onlar imkânsızlaşacaktılar
Future dubitative / آینده وجه تردیدی
ben imkânsızlaşacakmışım
sen imkânsızlaşacakmışsın
o imkânsızlaşacakmış
biz imkânsızlaşacakmışız
siz imkânsızlaşacakmışsınız
onlar imkânsızlaşacakmışlar
Future conditional / آینده شرطی
ben imkânsızlaşacaksam
sen imkânsızlaşacaksan
o imkânsızlaşacaksa
biz imkânsızlaşacaksak
siz imkânsızlaşacaksanız
onlar imkânsızlaşacaksalar

Necessitative /

Simple tense / زمان گسترده
ben imkânsızlaşmalıyım
sen imkânsızlaşmalısın
o imkânsızlaşmalı(dır)
biz imkânsızlaşmalıyız
siz imkânsızlaşmalısınız
onlar imkânsızlaşmalı(dır)lar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben imkânsızlaşmalıydım
sen imkânsızlaşmalıdın
o imkânsızlaşmalıydı
biz imkânsızlaşmalıydık
siz imkânsızlaşmalıydınız
onlar imkânsızlaşmalıydılar
Past, Dubitative / گذشته تردیدی
ben imkânsızlaşmalıymışım
sen imkânsızlaşmalıymışsın
o imkânsızlaşmalıymış
biz imkânsızlaşmalıymışız
siz imkânsızlaşmalıymışsınız
onlar imkânsızlaşmalıymışlar

Conditional / وجه شرطی

Simple tense / فاعلی زمان گسترده
ben imkânsızlaşsam
sen imkânsızlaşsan
o imkânsızlaşsa
biz imkânsızlaşsak
siz imkânsızlaşsanız
onlar imkânsızlaşsalar
Present progressive / حال استمراری
ben imkânsızlaşıyorsam
sen imkânsızlaşıyorsan
o imkânsızlaşıyorsa
biz imkânsızlaşıyorsak
siz imkânsızlaşıyorsanız
onlar imkânsızlaşıyorlarsa
Present / حال ساده
ben imkânsızlaşırsam
sen imkânsızlaşırsan
o imkânsızlaşırsa
biz imkânsızlaşırsak
siz imkânsızlaşırsanız
onlar imkânsızlaşırsalar
Past definite / گذشته خبری
ben imkânsızlaştıysam
sen imkânsızlaştıysan
o imkânsızlaştıysa
biz imkânsızlaştıysak
siz imkânsızlaştıysanız
onlar imkânsızlaştıysalar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben imkânsızlaşmışsam
sen imkânsızlaşmışsan
o imkânsızlaşmışsa
biz imkânsızlaşmışsak
siz imkânsızlaşmışsanız
onlar imkânsızlaşmışsalar

Subjunctive / وجه التزامی

Simple tense / زمان گسترده
ben imkânsızlaşayım
sen imkânsızlaşasın
o imkânsızlaşa
biz imkânsızlaşalım
siz imkânsızlaşasınız
onlar imkânsızlaşalar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben imkânsızlaşaydım
sen imkânsızlaşaydın
o imkânsızlaşaydı
biz imkânsızlaşaydık
siz imkânsızlaşaydınız
onlar imkânsızlaşaydılar
Past reportative /
ben imkânsızlaşaymışım
sen imkânsızlaşaymışsın
o imkânsızlaşaymış
biz imkânsızlaşaymışız
siz imkânsızlaşaymışsınız
onlar imkânsızlaşaymışlar

Imperative / وجه امری

sen imkânsızlaş
o imkânsızlaşsın
siz imkânsızlaşın(ız)
onlar imkânsızlaşsınlar
دانلود اپلیکیشن آموزشی + دیکشنری رایگان