صرف فعل ترکی استانبولی iyiliği dokunmak

iyiliği dokunmak : مصدر

Indicative mood / وجه اخباری

Present continuous simple / حال استمراری ساده
ben iyiliği dokunuyorum
sen iyiliği dokunuyorsun
o iyiliği dokunuyor
biz iyiliği dokunuyoruz
siz iyiliği dokunuyorsunuz
onlar iyiliği dokunuyorlar
Simple tense / زمان گسترده
ben iyiliği dokunurum
sen iyiliği dokunursun
o iyiliği dokunur
biz iyiliği dokunuruz
siz iyiliği dokunursunuz
onlar iyiliği dokunurlar
Past definite / گذشته خبری
ben iyiliği dokundum
sen iyiliği dokundun
o iyiliği dokundu
biz iyiliği dokunduk
siz iyiliği dokundunuz
onlar iyiliği dokundular
Past progressive, dubitative / گذشته استمراری تردیدی
ben iyiliği dokunuyormuşum
sen iyiliği dokunuyormuşsun
o iyiliği dokunuyormuş
biz iyiliği dokunuyormuşuz
siz iyiliği dokunuyormuşsunuz
onlar iyiliği dokunuyormuşlar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben iyiliği dokunurmuşum
sen iyiliği dokunurmuşsun
o iyiliği dokunurmuş
biz iyiliği dokunurmuşuz
siz iyiliği dokunurmuşsunuz
onlar iyiliği dokunurmuşlar
Past progressive, narrative / گذشته استمراری روایتی
ben iyiliği dokunuyordum
sen iyiliği dokunuyordun
o iyiliği dokunuyordu
biz iyiliği dokunuyorduk
siz iyiliği dokunuyordunuz
onlar iyiliği dokunuyordular
Past perfect, narrative / گذشته کامل روایتی
ben iyiliği dokunmuştum
sen iyiliği dokunmuştun
o iyiliği dokunmuştu
biz iyiliği dokunmuştuk
siz iyiliği dokunmuşstunuz
onlar iyiliği dokunmuştular
Doubtful distant past / گذشته دور و تردید آمیز
ben iyiliği dokunmuşmuşum
sen iyiliği dokunmuşmuşsun
o iyiliği dokunmuşmuş
biz iyiliği dokunmuşmuşuz
siz iyiliği dokunmuşmuşsunuz
onlar iyiliği dokunmuşmuşlar
Past in future / گذشته در آینده
ben iyiliği dokunmuş olacağım
sen iyiliği dokunmuş olacaksın
o iyiliği dokunmuş olacak
biz iyiliği dokunmuş olacağız
siz iyiliği dokunmuş olacaksınız
onlar iyiliği dokunmuş olacaklır
Past conditional narrative / شرطی روایتی گذشته
ben iyiliği dokunsaydım
sen iyiliği dokunsaydın
o iyiliği dokunsaydı
biz iyiliği dokunsaydık
siz iyiliği dokunsaydınız
onlar iyiliği dokunsaydılar
Past conditional dubitative / شرطی تردیدی گذشته
ben iyiliği dokunsaymışım
sen iyiliği dokunsaymışsın
o iyiliği dokunsaymış
biz iyiliği dokunsaymışız
siz iyiliği dokunsaymışsınız
onlar iyiliği dokunsaymışlar
Future simple / زمان آینده
ben iyiliği dokunacağım
sen iyiliği dokunacaksın
o iyiliği dokunacak
biz iyiliği dokunacağız
siz iyiliği dokunacaksınız
onlar iyiliği dokunacaklar
Future in past / آینده در گذشته
ben iyiliği dokunacaktım
sen iyiliği dokunacaktın
o iyiliği dokunacaktı
biz iyiliği dokunacaktık
siz iyiliği dokunacaktınız
onlar iyiliği dokunacaktılar
Future dubitative / آینده وجه تردیدی
ben iyiliği dokunacakmışım
sen iyiliği dokunacakmışsın
o iyiliği dokunacakmış
biz iyiliği dokunacakmışız
siz iyiliği dokunacakmışsınız
onlar iyiliği dokunacakmışlar
Future conditional / آینده شرطی
ben iyiliği dokunacaksam
sen iyiliği dokunacaksan
o iyiliği dokunacaksa
biz iyiliği dokunacaksak
siz iyiliği dokunacaksanız
onlar iyiliği dokunacaksalar

Necessitative /

Simple tense / زمان گسترده
ben iyiliği dokunmalıyım
sen iyiliği dokunmalısın
o iyiliği dokunmalı(dır)
biz iyiliği dokunmalıyız
siz iyiliği dokunmalısınız
onlar iyiliği dokunmalı(dır)lar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben iyiliği dokunmalıydım
sen iyiliği dokunmalıdın
o iyiliği dokunmalıydı
biz iyiliği dokunmalıydık
siz iyiliği dokunmalıydınız
onlar iyiliği dokunmalıydılar
Past, Dubitative / گذشته تردیدی
ben iyiliği dokunmalıymışım
sen iyiliği dokunmalıymışsın
o iyiliği dokunmalıymış
biz iyiliği dokunmalıymışız
siz iyiliği dokunmalıymışsınız
onlar iyiliği dokunmalıymışlar

Conditional / وجه شرطی

Simple tense / فاعلی زمان گسترده
ben iyiliği dokunsam
sen iyiliği dokunsan
o iyiliği dokunsa
biz iyiliği dokunsak
siz iyiliği dokunsanız
onlar iyiliği dokunsalar
Present progressive / حال استمراری
ben iyiliği dokunuyorsam
sen iyiliği dokunuyorsan
o iyiliği dokunuyorsa
biz iyiliği dokunuyorsak
siz iyiliği dokunuyorsanız
onlar iyiliği dokunuyorlarsa
Present / حال ساده
ben iyiliği dokunursam
sen iyiliği dokunursan
o iyiliği dokunursa
biz iyiliği dokunursak
siz iyiliği dokunursanız
onlar iyiliği dokunursalar
Past definite / گذشته خبری
ben iyiliği dokunduysam
sen iyiliği dokunduysan
o iyiliği dokunduysa
biz iyiliği dokunduysak
siz iyiliği dokunduysanız
onlar iyiliği dokunduysalar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben iyiliği dokunmuşsam
sen iyiliği dokunmuşsan
o iyiliği dokunmuşsa
biz iyiliği dokunmuşsak
siz iyiliği dokunmuşsanız
onlar iyiliği dokunmuşsalar

Subjunctive / وجه التزامی

Simple tense / زمان گسترده
ben iyiliği dokunayım
sen iyiliği dokunasın
o iyiliği dokuna
biz iyiliği dokunalım
siz iyiliği dokunasınız
onlar iyiliği dokunalar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben iyiliği dokunaydım
sen iyiliği dokunaydın
o iyiliği dokunaydı
biz iyiliği dokunaydık
siz iyiliği dokunaydınız
onlar iyiliği dokunaydılar
Past reportative /
ben iyiliği dokunaymışım
sen iyiliği dokunaymışsın
o iyiliği dokunaymış
biz iyiliği dokunaymışız
siz iyiliği dokunaymışsınız
onlar iyiliği dokunaymışlar

Imperative / وجه امری

sen iyiliği dokun
o iyiliği dokunsun
siz iyiliği dokunun(uz)
onlar iyiliği dokunsunlar
دانلود اپلیکیشن آموزشی + دیکشنری رایگان