صرف فعل ترکی استانبولی yalnızlaştırmak

yalnızlaştırmak : مصدر

Indicative mood / وجه اخباری

Present continuous simple / حال استمراری ساده
ben yalnızlaştırıyorum
sen yalnızlaştırıyorsun
o yalnızlaştırıyor
biz yalnızlaştırıyoruz
siz yalnızlaştırıyorsunuz
onlar yalnızlaştırıyorlar
Simple tense / زمان گسترده
ben yalnızlaştırırım
sen yalnızlaştırırsın
o yalnızlaştırır
biz yalnızlaştırırız
siz yalnızlaştırırsınız
onlar yalnızlaştırırlar
Past definite / گذشته خبری
ben yalnızlaştırdım
sen yalnızlaştırdın
o yalnızlaştırdı
biz yalnızlaştırdık
siz yalnızlaştırdınız
onlar yalnızlaştırdılar
Past progressive, dubitative / گذشته استمراری تردیدی
ben yalnızlaştırıyormuşum
sen yalnızlaştırıyormuşsun
o yalnızlaştırıyormuş
biz yalnızlaştırıyormuşuz
siz yalnızlaştırıyormuşsunuz
onlar yalnızlaştırıyormuşlar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben yalnızlaştırırmışım
sen yalnızlaştırırmışsın
o yalnızlaştırırmış
biz yalnızlaştırırmışız
siz yalnızlaştırırmışsınız
onlar yalnızlaştırırmışlar
Past progressive, narrative / گذشته استمراری روایتی
ben yalnızlaştırıyordum
sen yalnızlaştırıyordun
o yalnızlaştırıyordu
biz yalnızlaştırıyorduk
siz yalnızlaştırıyordunuz
onlar yalnızlaştırıyordular
Past perfect, narrative / گذشته کامل روایتی
ben yalnızlaştırmıştım
sen yalnızlaştırmıştın
o yalnızlaştırmıştı
biz yalnızlaştırmıştık
siz yalnızlaştırmışstınız
onlar yalnızlaştırmıştılar
Doubtful distant past / گذشته دور و تردید آمیز
ben yalnızlaştırmışmışım
sen yalnızlaştırmışmışsın
o yalnızlaştırmışmış
biz yalnızlaştırmışmışız
siz yalnızlaştırmışmışsınız
onlar yalnızlaştırmışmışlar
Past in future / گذشته در آینده
ben yalnızlaştırmış olacağım
sen yalnızlaştırmış olacaksın
o yalnızlaştırmış olacak
biz yalnızlaştırmış olacağız
siz yalnızlaştırmış olacaksınız
onlar yalnızlaştırmış olacaklır
Past conditional narrative / شرطی روایتی گذشته
ben yalnızlaştırsaydım
sen yalnızlaştırsaydın
o yalnızlaştırsaydı
biz yalnızlaştırsaydık
siz yalnızlaştırsaydınız
onlar yalnızlaştırsaydılar
Past conditional dubitative / شرطی تردیدی گذشته
ben yalnızlaştırsaymışım
sen yalnızlaştırsaymışsın
o yalnızlaştırsaymış
biz yalnızlaştırsaymışız
siz yalnızlaştırsaymışsınız
onlar yalnızlaştırsaymışlar
Future simple / زمان آینده
ben yalnızlaştıracağım
sen yalnızlaştıracaksın
o yalnızlaştıracak
biz yalnızlaştıracağız
siz yalnızlaştıracaksınız
onlar yalnızlaştıracaklar
Future in past / آینده در گذشته
ben yalnızlaştıracaktım
sen yalnızlaştıracaktın
o yalnızlaştıracaktı
biz yalnızlaştıracaktık
siz yalnızlaştıracaktınız
onlar yalnızlaştıracaktılar
Future dubitative / آینده وجه تردیدی
ben yalnızlaştıracakmışım
sen yalnızlaştıracakmışsın
o yalnızlaştıracakmış
biz yalnızlaştıracakmışız
siz yalnızlaştıracakmışsınız
onlar yalnızlaştıracakmışlar
Future conditional / آینده شرطی
ben yalnızlaştıracaksam
sen yalnızlaştıracaksan
o yalnızlaştıracaksa
biz yalnızlaştıracaksak
siz yalnızlaştıracaksanız
onlar yalnızlaştıracaksalar

Necessitative /

Simple tense / زمان گسترده
ben yalnızlaştırmalıyım
sen yalnızlaştırmalısın
o yalnızlaştırmalı(dır)
biz yalnızlaştırmalıyız
siz yalnızlaştırmalısınız
onlar yalnızlaştırmalı(dır)lar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben yalnızlaştırmalıydım
sen yalnızlaştırmalıdın
o yalnızlaştırmalıydı
biz yalnızlaştırmalıydık
siz yalnızlaştırmalıydınız
onlar yalnızlaştırmalıydılar
Past, Dubitative / گذشته تردیدی
ben yalnızlaştırmalıymışım
sen yalnızlaştırmalıymışsın
o yalnızlaştırmalıymış
biz yalnızlaştırmalıymışız
siz yalnızlaştırmalıymışsınız
onlar yalnızlaştırmalıymışlar

Conditional / وجه شرطی

Simple tense / فاعلی زمان گسترده
ben yalnızlaştırsam
sen yalnızlaştırsan
o yalnızlaştırsa
biz yalnızlaştırsak
siz yalnızlaştırsanız
onlar yalnızlaştırsalar
Present progressive / حال استمراری
ben yalnızlaştırıyorsam
sen yalnızlaştırıyorsan
o yalnızlaştırıyorsa
biz yalnızlaştırıyorsak
siz yalnızlaştırıyorsanız
onlar yalnızlaştırıyorlarsa
Present / حال ساده
ben yalnızlaştırırsam
sen yalnızlaştırırsan
o yalnızlaştırırsa
biz yalnızlaştırırsak
siz yalnızlaştırırsanız
onlar yalnızlaştırırsalar
Past definite / گذشته خبری
ben yalnızlaştırdıysam
sen yalnızlaştırdıysan
o yalnızlaştırdıysa
biz yalnızlaştırdıysak
siz yalnızlaştırdıysanız
onlar yalnızlaştırdıysalar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben yalnızlaştırmışsam
sen yalnızlaştırmışsan
o yalnızlaştırmışsa
biz yalnızlaştırmışsak
siz yalnızlaştırmışsanız
onlar yalnızlaştırmışsalar

Subjunctive / وجه التزامی

Simple tense / زمان گسترده
ben yalnızlaştırayım
sen yalnızlaştırasın
o yalnızlaştıra
biz yalnızlaştıralım
siz yalnızlaştırasınız
onlar yalnızlaştıralar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben yalnızlaştıraydım
sen yalnızlaştıraydın
o yalnızlaştıraydı
biz yalnızlaştıraydık
siz yalnızlaştıraydınız
onlar yalnızlaştıraydılar
Past reportative /
ben yalnızlaştıraymışım
sen yalnızlaştıraymışsın
o yalnızlaştıraymış
biz yalnızlaştıraymışız
siz yalnızlaştıraymışsınız
onlar yalnızlaştıraymışlar

Imperative / وجه امری

sen yalnızlaştır
o yalnızlaştırsın
siz yalnızlaştırın(ız)
onlar yalnızlaştırsınlar
دانلود اپلیکیشن آموزشی + دیکشنری رایگان