صرف فعل ترکی استانبولی öncelik vermek

öncelik vermek : مصدر

Indicative mood / وجه اخباری

Present continuous simple / حال استمراری ساده
ben öncelik veriyorum
sen öncelik veriyorsun
o öncelik veriyor
biz öncelik veriyoruz
siz öncelik veriyorsunuz
onlar öncelik veriyorlar
Simple tense / زمان گسترده
ben öncelik veririm
sen öncelik verirsin
o öncelik verir
biz öncelik veririz
siz öncelik verirsiniz
onlar öncelik verirler
Past definite / گذشته خبری
ben öncelik verdim
sen öncelik verdin
o öncelik verdi
biz öncelik verdik
siz öncelik verdiniz
onlar öncelik verdiler
Past progressive, dubitative / گذشته استمراری تردیدی
ben öncelik veriyormuşum
sen öncelik veriyormuşsun
o öncelik veriyormuş
biz öncelik veriyormuşuz
siz öncelik veriyormuşsunuz
onlar öncelik veriyormuşlar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben öncelik verirmişim
sen öncelik verirmişsin
o öncelik verirmiş
biz öncelik verirmişiz
siz öncelik verirmişsiniz
onlar öncelik verirmişler
Past progressive, narrative / گذشته استمراری روایتی
ben öncelik veriyordum
sen öncelik veriyordun
o öncelik veriyordu
biz öncelik veriyorduk
siz öncelik veriyordunuz
onlar öncelik veriyordular
Past perfect, narrative / گذشته کامل روایتی
ben öncelik vermiştim
sen öncelik vermiştin
o öncelik vermişti
biz öncelik vermiştik
siz öncelik vermişstiniz
onlar öncelik vermiştiler
Doubtful distant past / گذشته دور و تردید آمیز
ben öncelik vermişmişim
sen öncelik vermişmişsin
o öncelik vermişmiş
biz öncelik vermişmişiz
siz öncelik vermişmişsiniz
onlar öncelik vermişmişler
Past in future / گذشته در آینده
ben öncelik vermiş olacağım
sen öncelik vermiş olacaksın
o öncelik vermiş olacak
biz öncelik vermiş olacağız
siz öncelik vermiş olacaksınız
onlar öncelik vermiş olacaklır
Past conditional narrative / شرطی روایتی گذشته
ben öncelik verseydim
sen öncelik verseydin
o öncelik verseydi
biz öncelik verseydik
siz öncelik verseydiniz
onlar öncelik verseydiler
Past conditional dubitative / شرطی تردیدی گذشته
ben öncelik verseymişim
sen öncelik verseymişsin
o öncelik verseymiş
biz öncelik verseymişiz
siz öncelik verseymişsiniz
onlar öncelik verseymişler
Future simple / زمان آینده
ben öncelik vereceğim
sen öncelik vereceksin
o öncelik verecek
biz öncelik vereceğiz
siz öncelik vereceksiniz
onlar öncelik verecekler
Future in past / آینده در گذشته
ben öncelik verecektim
sen öncelik verecektin
o öncelik verecekti
biz öncelik verecektik
siz öncelik verecektiniz
onlar öncelik verecektiler
Future dubitative / آینده وجه تردیدی
ben öncelik verecekmişim
sen öncelik verecekmişsin
o öncelik verecekmiş
biz öncelik verecekmişiz
siz öncelik verecekmişsiniz
onlar öncelik verecekmişler
Future conditional / آینده شرطی
ben öncelik vereceksem
sen öncelik vereceksen
o öncelik verecekse
biz öncelik vereceksek
siz öncelik verecekseniz
onlar öncelik verecekseler

Necessitative /

Simple tense / زمان گسترده
ben öncelik vermeliyim
sen öncelik vermelisin
o öncelik vermeli(dir)
biz öncelik vermeliyiz
siz öncelik vermelisiniz
onlar öncelik vermeli(dir)ler
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben öncelik vermeliydim
sen öncelik vermelidin
o öncelik vermeliydi
biz öncelik vermeliydik
siz öncelik vermeliydiniz
onlar öncelik vermeliydiler
Past, Dubitative / گذشته تردیدی
ben öncelik vermeliymişim
sen öncelik vermeliymişsin
o öncelik vermeliymiş
biz öncelik vermeliymişiz
siz öncelik vermeliymişsiniz
onlar öncelik vermeliymişler

Conditional / وجه شرطی

Simple tense / فاعلی زمان گسترده
ben öncelik versem
sen öncelik versen
o öncelik verse
biz öncelik versek
siz öncelik verseniz
onlar öncelik verseler
Present progressive / حال استمراری
ben öncelik veriyorsam
sen öncelik veriyorsan
o öncelik veriyorsa
biz öncelik veriyorsak
siz öncelik veriyorsanız
onlar öncelik veriyorlarsa
Present / حال ساده
ben öncelik verirsem
sen öncelik verirsen
o öncelik verirse
biz öncelik verirsek
siz öncelik verirseniz
onlar öncelik verirseler
Past definite / گذشته خبری
ben öncelik verdiysem
sen öncelik verdiysen
o öncelik verdiyse
biz öncelik verdiysek
siz öncelik verdiyseniz
onlar öncelik verdiyseler
Indefinite past / گذشته گسترده
ben öncelik vermişsem
sen öncelik vermişsen
o öncelik vermişse
biz öncelik vermişsek
siz öncelik vermişseniz
onlar öncelik vermişseler

Subjunctive / وجه التزامی

Simple tense / زمان گسترده
ben öncelik vereyim
sen öncelik veresin
o öncelik vere
biz öncelik verelim
siz öncelik veresiniz
onlar öncelik vereler
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben öncelik vereydim
sen öncelik vereydin
o öncelik vereydi
biz öncelik vereydik
siz öncelik vereydiniz
onlar öncelik vereydiler
Past reportative /
ben öncelik vereymişim
sen öncelik vereymişsin
o öncelik vereymiş
biz öncelik vereymişiz
siz öncelik vereymişsiniz
onlar öncelik vereymişler

Imperative / وجه امری

sen öncelik ver
o öncelik versin
siz öncelik verin(iz)
onlar öncelik versinler
دانلود اپلیکیشن آموزشی + دیکشنری رایگان