صرف فعل ترکی استانبولی anlamlandırmak

anlamlandırmak : مصدر

Indicative mood / وجه اخباری

Present continuous simple / حال استمراری ساده
ben anlamlandırıyorum
sen anlamlandırıyorsun
o anlamlandırıyor
biz anlamlandırıyoruz
siz anlamlandırıyorsunuz
onlar anlamlandırıyorlar
Simple tense / زمان گسترده
ben anlamlandırırım
sen anlamlandırırsın
o anlamlandırır
biz anlamlandırırız
siz anlamlandırırsınız
onlar anlamlandırırlar
Past definite / گذشته خبری
ben anlamlandırdım
sen anlamlandırdın
o anlamlandırdı
biz anlamlandırdık
siz anlamlandırdınız
onlar anlamlandırdılar
Past progressive, dubitative / گذشته استمراری تردیدی
ben anlamlandırıyormuşum
sen anlamlandırıyormuşsun
o anlamlandırıyormuş
biz anlamlandırıyormuşuz
siz anlamlandırıyormuşsunuz
onlar anlamlandırıyormuşlar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben anlamlandırırmışım
sen anlamlandırırmışsın
o anlamlandırırmış
biz anlamlandırırmışız
siz anlamlandırırmışsınız
onlar anlamlandırırmışlar
Past progressive, narrative / گذشته استمراری روایتی
ben anlamlandırıyordum
sen anlamlandırıyordun
o anlamlandırıyordu
biz anlamlandırıyorduk
siz anlamlandırıyordunuz
onlar anlamlandırıyordular
Past perfect, narrative / گذشته کامل روایتی
ben anlamlandırmıştım
sen anlamlandırmıştın
o anlamlandırmıştı
biz anlamlandırmıştık
siz anlamlandırmışstınız
onlar anlamlandırmıştılar
Doubtful distant past / گذشته دور و تردید آمیز
ben anlamlandırmışmışım
sen anlamlandırmışmışsın
o anlamlandırmışmış
biz anlamlandırmışmışız
siz anlamlandırmışmışsınız
onlar anlamlandırmışmışlar
Past in future / گذشته در آینده
ben anlamlandırmış olacağım
sen anlamlandırmış olacaksın
o anlamlandırmış olacak
biz anlamlandırmış olacağız
siz anlamlandırmış olacaksınız
onlar anlamlandırmış olacaklır
Past conditional narrative / شرطی روایتی گذشته
ben anlamlandırsaydım
sen anlamlandırsaydın
o anlamlandırsaydı
biz anlamlandırsaydık
siz anlamlandırsaydınız
onlar anlamlandırsaydılar
Past conditional dubitative / شرطی تردیدی گذشته
ben anlamlandırsaymışım
sen anlamlandırsaymışsın
o anlamlandırsaymış
biz anlamlandırsaymışız
siz anlamlandırsaymışsınız
onlar anlamlandırsaymışlar
Future simple / زمان آینده
ben anlamlandıracağım
sen anlamlandıracaksın
o anlamlandıracak
biz anlamlandıracağız
siz anlamlandıracaksınız
onlar anlamlandıracaklar
Future in past / آینده در گذشته
ben anlamlandıracaktım
sen anlamlandıracaktın
o anlamlandıracaktı
biz anlamlandıracaktık
siz anlamlandıracaktınız
onlar anlamlandıracaktılar
Future dubitative / آینده وجه تردیدی
ben anlamlandıracakmışım
sen anlamlandıracakmışsın
o anlamlandıracakmış
biz anlamlandıracakmışız
siz anlamlandıracakmışsınız
onlar anlamlandıracakmışlar
Future conditional / آینده شرطی
ben anlamlandıracaksam
sen anlamlandıracaksan
o anlamlandıracaksa
biz anlamlandıracaksak
siz anlamlandıracaksanız
onlar anlamlandıracaksalar

Necessitative /

Simple tense / زمان گسترده
ben anlamlandırmalıyım
sen anlamlandırmalısın
o anlamlandırmalı(dır)
biz anlamlandırmalıyız
siz anlamlandırmalısınız
onlar anlamlandırmalı(dır)lar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben anlamlandırmalıydım
sen anlamlandırmalıdın
o anlamlandırmalıydı
biz anlamlandırmalıydık
siz anlamlandırmalıydınız
onlar anlamlandırmalıydılar
Past, Dubitative / گذشته تردیدی
ben anlamlandırmalıymışım
sen anlamlandırmalıymışsın
o anlamlandırmalıymış
biz anlamlandırmalıymışız
siz anlamlandırmalıymışsınız
onlar anlamlandırmalıymışlar

Conditional / وجه شرطی

Simple tense / فاعلی زمان گسترده
ben anlamlandırsam
sen anlamlandırsan
o anlamlandırsa
biz anlamlandırsak
siz anlamlandırsanız
onlar anlamlandırsalar
Present progressive / حال استمراری
ben anlamlandırıyorsam
sen anlamlandırıyorsan
o anlamlandırıyorsa
biz anlamlandırıyorsak
siz anlamlandırıyorsanız
onlar anlamlandırıyorlarsa
Present / حال ساده
ben anlamlandırırsam
sen anlamlandırırsan
o anlamlandırırsa
biz anlamlandırırsak
siz anlamlandırırsanız
onlar anlamlandırırsalar
Past definite / گذشته خبری
ben anlamlandırdıysam
sen anlamlandırdıysan
o anlamlandırdıysa
biz anlamlandırdıysak
siz anlamlandırdıysanız
onlar anlamlandırdıysalar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben anlamlandırmışsam
sen anlamlandırmışsan
o anlamlandırmışsa
biz anlamlandırmışsak
siz anlamlandırmışsanız
onlar anlamlandırmışsalar

Subjunctive / وجه التزامی

Simple tense / زمان گسترده
ben anlamlandırayım
sen anlamlandırasın
o anlamlandıra
biz anlamlandıralım
siz anlamlandırasınız
onlar anlamlandıralar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben anlamlandıraydım
sen anlamlandıraydın
o anlamlandıraydı
biz anlamlandıraydık
siz anlamlandıraydınız
onlar anlamlandıraydılar
Past reportative /
ben anlamlandıraymışım
sen anlamlandıraymışsın
o anlamlandıraymış
biz anlamlandıraymışız
siz anlamlandıraymışsınız
onlar anlamlandıraymışlar

Imperative / وجه امری

sen anlamlandır
o anlamlandırsın
siz anlamlandırın(ız)
onlar anlamlandırsınlar
دانلود اپلیکیشن آموزشی + دیکشنری رایگان