صرف فعل ترکی استانبولی anlamsızlaştırmak

anlamsızlaştırmak : مصدر

Indicative mood / وجه اخباری

Present continuous simple / حال استمراری ساده
ben anlamsızlaştırıyorum
sen anlamsızlaştırıyorsun
o anlamsızlaştırıyor
biz anlamsızlaştırıyoruz
siz anlamsızlaştırıyorsunuz
onlar anlamsızlaştırıyorlar
Simple tense / زمان گسترده
ben anlamsızlaştırırım
sen anlamsızlaştırırsın
o anlamsızlaştırır
biz anlamsızlaştırırız
siz anlamsızlaştırırsınız
onlar anlamsızlaştırırlar
Past definite / گذشته خبری
ben anlamsızlaştırdım
sen anlamsızlaştırdın
o anlamsızlaştırdı
biz anlamsızlaştırdık
siz anlamsızlaştırdınız
onlar anlamsızlaştırdılar
Past progressive, dubitative / گذشته استمراری تردیدی
ben anlamsızlaştırıyormuşum
sen anlamsızlaştırıyormuşsun
o anlamsızlaştırıyormuş
biz anlamsızlaştırıyormuşuz
siz anlamsızlaştırıyormuşsunuz
onlar anlamsızlaştırıyormuşlar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben anlamsızlaştırırmışım
sen anlamsızlaştırırmışsın
o anlamsızlaştırırmış
biz anlamsızlaştırırmışız
siz anlamsızlaştırırmışsınız
onlar anlamsızlaştırırmışlar
Past progressive, narrative / گذشته استمراری روایتی
ben anlamsızlaştırıyordum
sen anlamsızlaştırıyordun
o anlamsızlaştırıyordu
biz anlamsızlaştırıyorduk
siz anlamsızlaştırıyordunuz
onlar anlamsızlaştırıyordular
Past perfect, narrative / گذشته کامل روایتی
ben anlamsızlaştırmıştım
sen anlamsızlaştırmıştın
o anlamsızlaştırmıştı
biz anlamsızlaştırmıştık
siz anlamsızlaştırmışstınız
onlar anlamsızlaştırmıştılar
Doubtful distant past / گذشته دور و تردید آمیز
ben anlamsızlaştırmışmışım
sen anlamsızlaştırmışmışsın
o anlamsızlaştırmışmış
biz anlamsızlaştırmışmışız
siz anlamsızlaştırmışmışsınız
onlar anlamsızlaştırmışmışlar
Past in future / گذشته در آینده
ben anlamsızlaştırmış olacağım
sen anlamsızlaştırmış olacaksın
o anlamsızlaştırmış olacak
biz anlamsızlaştırmış olacağız
siz anlamsızlaştırmış olacaksınız
onlar anlamsızlaştırmış olacaklır
Past conditional narrative / شرطی روایتی گذشته
ben anlamsızlaştırsaydım
sen anlamsızlaştırsaydın
o anlamsızlaştırsaydı
biz anlamsızlaştırsaydık
siz anlamsızlaştırsaydınız
onlar anlamsızlaştırsaydılar
Past conditional dubitative / شرطی تردیدی گذشته
ben anlamsızlaştırsaymışım
sen anlamsızlaştırsaymışsın
o anlamsızlaştırsaymış
biz anlamsızlaştırsaymışız
siz anlamsızlaştırsaymışsınız
onlar anlamsızlaştırsaymışlar
Future simple / زمان آینده
ben anlamsızlaştıracağım
sen anlamsızlaştıracaksın
o anlamsızlaştıracak
biz anlamsızlaştıracağız
siz anlamsızlaştıracaksınız
onlar anlamsızlaştıracaklar
Future in past / آینده در گذشته
ben anlamsızlaştıracaktım
sen anlamsızlaştıracaktın
o anlamsızlaştıracaktı
biz anlamsızlaştıracaktık
siz anlamsızlaştıracaktınız
onlar anlamsızlaştıracaktılar
Future dubitative / آینده وجه تردیدی
ben anlamsızlaştıracakmışım
sen anlamsızlaştıracakmışsın
o anlamsızlaştıracakmış
biz anlamsızlaştıracakmışız
siz anlamsızlaştıracakmışsınız
onlar anlamsızlaştıracakmışlar
Future conditional / آینده شرطی
ben anlamsızlaştıracaksam
sen anlamsızlaştıracaksan
o anlamsızlaştıracaksa
biz anlamsızlaştıracaksak
siz anlamsızlaştıracaksanız
onlar anlamsızlaştıracaksalar

Necessitative /

Simple tense / زمان گسترده
ben anlamsızlaştırmalıyım
sen anlamsızlaştırmalısın
o anlamsızlaştırmalı(dır)
biz anlamsızlaştırmalıyız
siz anlamsızlaştırmalısınız
onlar anlamsızlaştırmalı(dır)lar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben anlamsızlaştırmalıydım
sen anlamsızlaştırmalıdın
o anlamsızlaştırmalıydı
biz anlamsızlaştırmalıydık
siz anlamsızlaştırmalıydınız
onlar anlamsızlaştırmalıydılar
Past, Dubitative / گذشته تردیدی
ben anlamsızlaştırmalıymışım
sen anlamsızlaştırmalıymışsın
o anlamsızlaştırmalıymış
biz anlamsızlaştırmalıymışız
siz anlamsızlaştırmalıymışsınız
onlar anlamsızlaştırmalıymışlar

Conditional / وجه شرطی

Simple tense / فاعلی زمان گسترده
ben anlamsızlaştırsam
sen anlamsızlaştırsan
o anlamsızlaştırsa
biz anlamsızlaştırsak
siz anlamsızlaştırsanız
onlar anlamsızlaştırsalar
Present progressive / حال استمراری
ben anlamsızlaştırıyorsam
sen anlamsızlaştırıyorsan
o anlamsızlaştırıyorsa
biz anlamsızlaştırıyorsak
siz anlamsızlaştırıyorsanız
onlar anlamsızlaştırıyorlarsa
Present / حال ساده
ben anlamsızlaştırırsam
sen anlamsızlaştırırsan
o anlamsızlaştırırsa
biz anlamsızlaştırırsak
siz anlamsızlaştırırsanız
onlar anlamsızlaştırırsalar
Past definite / گذشته خبری
ben anlamsızlaştırdıysam
sen anlamsızlaştırdıysan
o anlamsızlaştırdıysa
biz anlamsızlaştırdıysak
siz anlamsızlaştırdıysanız
onlar anlamsızlaştırdıysalar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben anlamsızlaştırmışsam
sen anlamsızlaştırmışsan
o anlamsızlaştırmışsa
biz anlamsızlaştırmışsak
siz anlamsızlaştırmışsanız
onlar anlamsızlaştırmışsalar

Subjunctive / وجه التزامی

Simple tense / زمان گسترده
ben anlamsızlaştırayım
sen anlamsızlaştırasın
o anlamsızlaştıra
biz anlamsızlaştıralım
siz anlamsızlaştırasınız
onlar anlamsızlaştıralar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben anlamsızlaştıraydım
sen anlamsızlaştıraydın
o anlamsızlaştıraydı
biz anlamsızlaştıraydık
siz anlamsızlaştıraydınız
onlar anlamsızlaştıraydılar
Past reportative /
ben anlamsızlaştıraymışım
sen anlamsızlaştıraymışsın
o anlamsızlaştıraymış
biz anlamsızlaştıraymışız
siz anlamsızlaştıraymışsınız
onlar anlamsızlaştıraymışlar

Imperative / وجه امری

sen anlamsızlaştır
o anlamsızlaştırsın
siz anlamsızlaştırın(ız)
onlar anlamsızlaştırsınlar
دانلود اپلیکیشن آموزشی + دیکشنری رایگان