صرف فعل ترکی استانبولی bir araya getirmek

bir araya getirmek : مصدر

Indicative mood / وجه اخباری

Present continuous simple / حال استمراری ساده
ben bir araya getiriyorum
sen bir araya getiriyorsun
o bir araya getiriyor
biz bir araya getiriyoruz
siz bir araya getiriyorsunuz
onlar bir araya getiriyorlar
Simple tense / زمان گسترده
ben bir araya getiririm
sen bir araya getirirsin
o bir araya getirir
biz bir araya getiririz
siz bir araya getirirsiniz
onlar bir araya getirirler
Past definite / گذشته خبری
ben bir araya getirdim
sen bir araya getirdin
o bir araya getirdi
biz bir araya getirdik
siz bir araya getirdiniz
onlar bir araya getirdiler
Past progressive, dubitative / گذشته استمراری تردیدی
ben bir araya getiriyormuşum
sen bir araya getiriyormuşsun
o bir araya getiriyormuş
biz bir araya getiriyormuşuz
siz bir araya getiriyormuşsunuz
onlar bir araya getiriyormuşlar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben bir araya getirirmişim
sen bir araya getirirmişsin
o bir araya getirirmiş
biz bir araya getirirmişiz
siz bir araya getirirmişsiniz
onlar bir araya getirirmişler
Past progressive, narrative / گذشته استمراری روایتی
ben bir araya getiriyordum
sen bir araya getiriyordun
o bir araya getiriyordu
biz bir araya getiriyorduk
siz bir araya getiriyordunuz
onlar bir araya getiriyordular
Past perfect, narrative / گذشته کامل روایتی
ben bir araya getirmiştim
sen bir araya getirmiştin
o bir araya getirmişti
biz bir araya getirmiştik
siz bir araya getirmişstiniz
onlar bir araya getirmiştiler
Doubtful distant past / گذشته دور و تردید آمیز
ben bir araya getirmişmişim
sen bir araya getirmişmişsin
o bir araya getirmişmiş
biz bir araya getirmişmişiz
siz bir araya getirmişmişsiniz
onlar bir araya getirmişmişler
Past in future / گذشته در آینده
ben bir araya getirmiş olacağım
sen bir araya getirmiş olacaksın
o bir araya getirmiş olacak
biz bir araya getirmiş olacağız
siz bir araya getirmiş olacaksınız
onlar bir araya getirmiş olacaklır
Past conditional narrative / شرطی روایتی گذشته
ben bir araya getirseydim
sen bir araya getirseydin
o bir araya getirseydi
biz bir araya getirseydik
siz bir araya getirseydiniz
onlar bir araya getirseydiler
Past conditional dubitative / شرطی تردیدی گذشته
ben bir araya getirseymişim
sen bir araya getirseymişsin
o bir araya getirseymiş
biz bir araya getirseymişiz
siz bir araya getirseymişsiniz
onlar bir araya getirseymişler
Future simple / زمان آینده
ben bir araya getireceğim
sen bir araya getireceksin
o bir araya getirecek
biz bir araya getireceğiz
siz bir araya getireceksiniz
onlar bir araya getirecekler
Future in past / آینده در گذشته
ben bir araya getirecektim
sen bir araya getirecektin
o bir araya getirecekti
biz bir araya getirecektik
siz bir araya getirecektiniz
onlar bir araya getirecektiler
Future dubitative / آینده وجه تردیدی
ben bir araya getirecekmişim
sen bir araya getirecekmişsin
o bir araya getirecekmiş
biz bir araya getirecekmişiz
siz bir araya getirecekmişsiniz
onlar bir araya getirecekmişler
Future conditional / آینده شرطی
ben bir araya getireceksem
sen bir araya getireceksen
o bir araya getirecekse
biz bir araya getireceksek
siz bir araya getirecekseniz
onlar bir araya getirecekseler

Necessitative /

Simple tense / زمان گسترده
ben bir araya getirmeliyim
sen bir araya getirmelisin
o bir araya getirmeli(dir)
biz bir araya getirmeliyiz
siz bir araya getirmelisiniz
onlar bir araya getirmeli(dir)ler
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben bir araya getirmeliydim
sen bir araya getirmelidin
o bir araya getirmeliydi
biz bir araya getirmeliydik
siz bir araya getirmeliydiniz
onlar bir araya getirmeliydiler
Past, Dubitative / گذشته تردیدی
ben bir araya getirmeliymişim
sen bir araya getirmeliymişsin
o bir araya getirmeliymiş
biz bir araya getirmeliymişiz
siz bir araya getirmeliymişsiniz
onlar bir araya getirmeliymişler

Conditional / وجه شرطی

Simple tense / فاعلی زمان گسترده
ben bir araya getirsem
sen bir araya getirsen
o bir araya getirse
biz bir araya getirsek
siz bir araya getirseniz
onlar bir araya getirseler
Present progressive / حال استمراری
ben bir araya getiriyorsam
sen bir araya getiriyorsan
o bir araya getiriyorsa
biz bir araya getiriyorsak
siz bir araya getiriyorsanız
onlar bir araya getiriyorlarsa
Present / حال ساده
ben bir araya getirirsem
sen bir araya getirirsen
o bir araya getirirse
biz bir araya getirirsek
siz bir araya getirirseniz
onlar bir araya getirirseler
Past definite / گذشته خبری
ben bir araya getirdiysem
sen bir araya getirdiysen
o bir araya getirdiyse
biz bir araya getirdiysek
siz bir araya getirdiyseniz
onlar bir araya getirdiyseler
Indefinite past / گذشته گسترده
ben bir araya getirmişsem
sen bir araya getirmişsen
o bir araya getirmişse
biz bir araya getirmişsek
siz bir araya getirmişseniz
onlar bir araya getirmişseler

Subjunctive / وجه التزامی

Simple tense / زمان گسترده
ben bir araya getireyim
sen bir araya getiresin
o bir araya getire
biz bir araya getirelim
siz bir araya getiresiniz
onlar bir araya getireler
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben bir araya getireydim
sen bir araya getireydin
o bir araya getireydi
biz bir araya getireydik
siz bir araya getireydiniz
onlar bir araya getireydiler
Past reportative /
ben bir araya getireymişim
sen bir araya getireymişsin
o bir araya getireymiş
biz bir araya getireymişiz
siz bir araya getireymişsiniz
onlar bir araya getireymişler

Imperative / وجه امری

sen bir araya getir
o bir araya getirsin
siz bir araya getirin(iz)
onlar bir araya getirsinler
دانلود اپلیکیشن آموزشی + دیکشنری رایگان