صرف فعل ترکی استانبولی dinlenmek

dinlenmek : مصدر

Indicative mood / وجه اخباری

Present continuous simple / حال استمراری ساده
ben dinleniyorum
sen dinleniyorsun
o dinleniyor
biz dinleniyoruz
siz dinleniyorsunuz
onlar dinleniyorlar
Simple tense / زمان گسترده
ben dinlenirim
sen dinlenirsin
o dinlenir
biz dinleniriz
siz dinlenirsiniz
onlar dinlenirler
Past definite / گذشته خبری
ben dinlendim
sen dinlendin
o dinlendi
biz dinlendik
siz dinlendiniz
onlar dinlendiler
Past progressive, dubitative / گذشته استمراری تردیدی
ben dinleniyormuşum
sen dinleniyormuşsun
o dinleniyormuş
biz dinleniyormuşuz
siz dinleniyormuşsunuz
onlar dinleniyormuşlar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben dinlenirmişim
sen dinlenirmişsin
o dinlenirmiş
biz dinlenirmişiz
siz dinlenirmişsiniz
onlar dinlenirmişler
Past progressive, narrative / گذشته استمراری روایتی
ben dinleniyordum
sen dinleniyordun
o dinleniyordu
biz dinleniyorduk
siz dinleniyordunuz
onlar dinleniyordular
Past perfect, narrative / گذشته کامل روایتی
ben dinlenmiştim
sen dinlenmiştin
o dinlenmişti
biz dinlenmiştik
siz dinlenmişstiniz
onlar dinlenmiştiler
Doubtful distant past / گذشته دور و تردید آمیز
ben dinlenmişmişim
sen dinlenmişmişsin
o dinlenmişmiş
biz dinlenmişmişiz
siz dinlenmişmişsiniz
onlar dinlenmişmişler
Past in future / گذشته در آینده
ben dinlenmiş olacağım
sen dinlenmiş olacaksın
o dinlenmiş olacak
biz dinlenmiş olacağız
siz dinlenmiş olacaksınız
onlar dinlenmiş olacaklır
Past conditional narrative / شرطی روایتی گذشته
ben dinlenseydim
sen dinlenseydin
o dinlenseydi
biz dinlenseydik
siz dinlenseydiniz
onlar dinlenseydiler
Past conditional dubitative / شرطی تردیدی گذشته
ben dinlenseymişim
sen dinlenseymişsin
o dinlenseymiş
biz dinlenseymişiz
siz dinlenseymişsiniz
onlar dinlenseymişler
Future simple / زمان آینده
ben dinleneceğim
sen dinleneceksin
o dinlenecek
biz dinleneceğiz
siz dinleneceksiniz
onlar dinlenecekler
Future in past / آینده در گذشته
ben dinlenecektim
sen dinlenecektin
o dinlenecekti
biz dinlenecektik
siz dinlenecektiniz
onlar dinlenecektiler
Future dubitative / آینده وجه تردیدی
ben dinlenecekmişim
sen dinlenecekmişsin
o dinlenecekmiş
biz dinlenecekmişiz
siz dinlenecekmişsiniz
onlar dinlenecekmişler
Future conditional / آینده شرطی
ben dinleneceksem
sen dinleneceksen
o dinlenecekse
biz dinleneceksek
siz dinlenecekseniz
onlar dinlenecekseler

Necessitative /

Simple tense / زمان گسترده
ben dinlenmeliyim
sen dinlenmelisin
o dinlenmeli(dir)
biz dinlenmeliyiz
siz dinlenmelisiniz
onlar dinlenmeli(dir)ler
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben dinlenmeliydim
sen dinlenmelidin
o dinlenmeliydi
biz dinlenmeliydik
siz dinlenmeliydiniz
onlar dinlenmeliydiler
Past, Dubitative / گذشته تردیدی
ben dinlenmeliymişim
sen dinlenmeliymişsin
o dinlenmeliymiş
biz dinlenmeliymişiz
siz dinlenmeliymişsiniz
onlar dinlenmeliymişler

Conditional / وجه شرطی

Simple tense / فاعلی زمان گسترده
ben dinlensem
sen dinlensen
o dinlense
biz dinlensek
siz dinlenseniz
onlar dinlenseler
Present progressive / حال استمراری
ben dinleniyorsam
sen dinleniyorsan
o dinleniyorsa
biz dinleniyorsak
siz dinleniyorsanız
onlar dinleniyorlarsa
Present / حال ساده
ben dinlenirsem
sen dinlenirsen
o dinlenirse
biz dinlenirsek
siz dinlenirseniz
onlar dinlenirseler
Past definite / گذشته خبری
ben dinlendiysem
sen dinlendiysen
o dinlendiyse
biz dinlendiysek
siz dinlendiyseniz
onlar dinlendiyseler
Indefinite past / گذشته گسترده
ben dinlenmişsem
sen dinlenmişsen
o dinlenmişse
biz dinlenmişsek
siz dinlenmişseniz
onlar dinlenmişseler

Subjunctive / وجه التزامی

Simple tense / زمان گسترده
ben dinleneyim
sen dinlenesin
o dinlene
biz dinlenelim
siz dinlenesiniz
onlar dinleneler
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben dinleneydim
sen dinleneydin
o dinleneydi
biz dinleneydik
siz dinleneydiniz
onlar dinleneydiler
Past reportative /
ben dinleneymişim
sen dinleneymişsin
o dinleneymiş
biz dinleneymişiz
siz dinleneymişsiniz
onlar dinleneymişler

Imperative / وجه امری

sen dinlen
o dinlensin
siz dinlenin(iz)
onlar dinlensinler
دانلود اپلیکیشن آموزشی + دیکشنری رایگان