صرف فعل ترکی استانبولی fısıldanmak

fısıldanmak : مصدر

Indicative mood / وجه اخباری

Present continuous simple / حال استمراری ساده
ben fısıldanıyorum
sen fısıldanıyorsun
o fısıldanıyor
biz fısıldanıyoruz
siz fısıldanıyorsunuz
onlar fısıldanıyorlar
Simple tense / زمان گسترده
ben fısıldanırım
sen fısıldanırsın
o fısıldanır
biz fısıldanırız
siz fısıldanırsınız
onlar fısıldanırlar
Past definite / گذشته خبری
ben fısıldandım
sen fısıldandın
o fısıldandı
biz fısıldandık
siz fısıldandınız
onlar fısıldandılar
Past progressive, dubitative / گذشته استمراری تردیدی
ben fısıldanıyormuşum
sen fısıldanıyormuşsun
o fısıldanıyormuş
biz fısıldanıyormuşuz
siz fısıldanıyormuşsunuz
onlar fısıldanıyormuşlar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben fısıldanırmışım
sen fısıldanırmışsın
o fısıldanırmış
biz fısıldanırmışız
siz fısıldanırmışsınız
onlar fısıldanırmışlar
Past progressive, narrative / گذشته استمراری روایتی
ben fısıldanıyordum
sen fısıldanıyordun
o fısıldanıyordu
biz fısıldanıyorduk
siz fısıldanıyordunuz
onlar fısıldanıyordular
Past perfect, narrative / گذشته کامل روایتی
ben fısıldanmıştım
sen fısıldanmıştın
o fısıldanmıştı
biz fısıldanmıştık
siz fısıldanmışstınız
onlar fısıldanmıştılar
Doubtful distant past / گذشته دور و تردید آمیز
ben fısıldanmışmışım
sen fısıldanmışmışsın
o fısıldanmışmış
biz fısıldanmışmışız
siz fısıldanmışmışsınız
onlar fısıldanmışmışlar
Past in future / گذشته در آینده
ben fısıldanmış olacağım
sen fısıldanmış olacaksın
o fısıldanmış olacak
biz fısıldanmış olacağız
siz fısıldanmış olacaksınız
onlar fısıldanmış olacaklır
Past conditional narrative / شرطی روایتی گذشته
ben fısıldansaydım
sen fısıldansaydın
o fısıldansaydı
biz fısıldansaydık
siz fısıldansaydınız
onlar fısıldansaydılar
Past conditional dubitative / شرطی تردیدی گذشته
ben fısıldansaymışım
sen fısıldansaymışsın
o fısıldansaymış
biz fısıldansaymışız
siz fısıldansaymışsınız
onlar fısıldansaymışlar
Future simple / زمان آینده
ben fısıldanacağım
sen fısıldanacaksın
o fısıldanacak
biz fısıldanacağız
siz fısıldanacaksınız
onlar fısıldanacaklar
Future in past / آینده در گذشته
ben fısıldanacaktım
sen fısıldanacaktın
o fısıldanacaktı
biz fısıldanacaktık
siz fısıldanacaktınız
onlar fısıldanacaktılar
Future dubitative / آینده وجه تردیدی
ben fısıldanacakmışım
sen fısıldanacakmışsın
o fısıldanacakmış
biz fısıldanacakmışız
siz fısıldanacakmışsınız
onlar fısıldanacakmışlar
Future conditional / آینده شرطی
ben fısıldanacaksam
sen fısıldanacaksan
o fısıldanacaksa
biz fısıldanacaksak
siz fısıldanacaksanız
onlar fısıldanacaksalar

Necessitative /

Simple tense / زمان گسترده
ben fısıldanmalıyım
sen fısıldanmalısın
o fısıldanmalı(dır)
biz fısıldanmalıyız
siz fısıldanmalısınız
onlar fısıldanmalı(dır)lar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben fısıldanmalıydım
sen fısıldanmalıdın
o fısıldanmalıydı
biz fısıldanmalıydık
siz fısıldanmalıydınız
onlar fısıldanmalıydılar
Past, Dubitative / گذشته تردیدی
ben fısıldanmalıymışım
sen fısıldanmalıymışsın
o fısıldanmalıymış
biz fısıldanmalıymışız
siz fısıldanmalıymışsınız
onlar fısıldanmalıymışlar

Conditional / وجه شرطی

Simple tense / فاعلی زمان گسترده
ben fısıldansam
sen fısıldansan
o fısıldansa
biz fısıldansak
siz fısıldansanız
onlar fısıldansalar
Present progressive / حال استمراری
ben fısıldanıyorsam
sen fısıldanıyorsan
o fısıldanıyorsa
biz fısıldanıyorsak
siz fısıldanıyorsanız
onlar fısıldanıyorlarsa
Present / حال ساده
ben fısıldanırsam
sen fısıldanırsan
o fısıldanırsa
biz fısıldanırsak
siz fısıldanırsanız
onlar fısıldanırsalar
Past definite / گذشته خبری
ben fısıldandıysam
sen fısıldandıysan
o fısıldandıysa
biz fısıldandıysak
siz fısıldandıysanız
onlar fısıldandıysalar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben fısıldanmışsam
sen fısıldanmışsan
o fısıldanmışsa
biz fısıldanmışsak
siz fısıldanmışsanız
onlar fısıldanmışsalar

Subjunctive / وجه التزامی

Simple tense / زمان گسترده
ben fısıldanayım
sen fısıldanasın
o fısıldana
biz fısıldanalım
siz fısıldanasınız
onlar fısıldanalar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben fısıldanaydım
sen fısıldanaydın
o fısıldanaydı
biz fısıldanaydık
siz fısıldanaydınız
onlar fısıldanaydılar
Past reportative /
ben fısıldanaymışım
sen fısıldanaymışsın
o fısıldanaymış
biz fısıldanaymışız
siz fısıldanaymışsınız
onlar fısıldanaymışlar

Imperative / وجه امری

sen fısıldan
o fısıldansın
siz fısıldanın(ız)
onlar fısıldansınlar
دانلود اپلیکیشن آموزشی + دیکشنری رایگان