صرف فعل ترکی استانبولی gözünün içine bakmak

gözünün içine bakmak : مصدر

Indicative mood / وجه اخباری

Present continuous simple / حال استمراری ساده
ben gözünün içine bakıyorum
sen gözünün içine bakıyorsun
o gözünün içine bakıyor
biz gözünün içine bakıyoruz
siz gözünün içine bakıyorsunuz
onlar gözünün içine bakıyorlar
Simple tense / زمان گسترده
ben gözünün içine bakırım
sen gözünün içine bakırsın
o gözünün içine bakır
biz gözünün içine bakırız
siz gözünün içine bakırsınız
onlar gözünün içine bakırlar
Past definite / گذشته خبری
ben gözünün içine baktım
sen gözünün içine baktın
o gözünün içine baktı
biz gözünün içine baktık
siz gözünün içine baktınız
onlar gözünün içine baktılar
Past progressive, dubitative / گذشته استمراری تردیدی
ben gözünün içine bakıyormuşum
sen gözünün içine bakıyormuşsun
o gözünün içine bakıyormuş
biz gözünün içine bakıyormuşuz
siz gözünün içine bakıyormuşsunuz
onlar gözünün içine bakıyormuşlar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben gözünün içine bakırmışım
sen gözünün içine bakırmışsın
o gözünün içine bakırmış
biz gözünün içine bakırmışız
siz gözünün içine bakırmışsınız
onlar gözünün içine bakırmışlar
Past progressive, narrative / گذشته استمراری روایتی
ben gözünün içine bakıyordum
sen gözünün içine bakıyordun
o gözünün içine bakıyordu
biz gözünün içine bakıyorduk
siz gözünün içine bakıyordunuz
onlar gözünün içine bakıyordular
Past perfect, narrative / گذشته کامل روایتی
ben gözünün içine bakmıştım
sen gözünün içine bakmıştın
o gözünün içine bakmıştı
biz gözünün içine bakmıştık
siz gözünün içine bakmışstınız
onlar gözünün içine bakmıştılar
Doubtful distant past / گذشته دور و تردید آمیز
ben gözünün içine bakmışmışım
sen gözünün içine bakmışmışsın
o gözünün içine bakmışmış
biz gözünün içine bakmışmışız
siz gözünün içine bakmışmışsınız
onlar gözünün içine bakmışmışlar
Past in future / گذشته در آینده
ben gözünün içine bakmış olacağım
sen gözünün içine bakmış olacaksın
o gözünün içine bakmış olacak
biz gözünün içine bakmış olacağız
siz gözünün içine bakmış olacaksınız
onlar gözünün içine bakmış olacaklır
Past conditional narrative / شرطی روایتی گذشته
ben gözünün içine baksaydım
sen gözünün içine baksaydın
o gözünün içine baksaydı
biz gözünün içine baksaydık
siz gözünün içine baksaydınız
onlar gözünün içine baksaydılar
Past conditional dubitative / شرطی تردیدی گذشته
ben gözünün içine baksaymışım
sen gözünün içine baksaymışsın
o gözünün içine baksaymış
biz gözünün içine baksaymışız
siz gözünün içine baksaymışsınız
onlar gözünün içine baksaymışlar
Future simple / زمان آینده
ben gözünün içine bakacağım
sen gözünün içine bakacaksın
o gözünün içine bakacak
biz gözünün içine bakacağız
siz gözünün içine bakacaksınız
onlar gözünün içine bakacaklar
Future in past / آینده در گذشته
ben gözünün içine bakacaktım
sen gözünün içine bakacaktın
o gözünün içine bakacaktı
biz gözünün içine bakacaktık
siz gözünün içine bakacaktınız
onlar gözünün içine bakacaktılar
Future dubitative / آینده وجه تردیدی
ben gözünün içine bakacakmışım
sen gözünün içine bakacakmışsın
o gözünün içine bakacakmış
biz gözünün içine bakacakmışız
siz gözünün içine bakacakmışsınız
onlar gözünün içine bakacakmışlar
Future conditional / آینده شرطی
ben gözünün içine bakacaksam
sen gözünün içine bakacaksan
o gözünün içine bakacaksa
biz gözünün içine bakacaksak
siz gözünün içine bakacaksanız
onlar gözünün içine bakacaksalar

Necessitative /

Simple tense / زمان گسترده
ben gözünün içine bakmalıyım
sen gözünün içine bakmalısın
o gözünün içine bakmalı(dır)
biz gözünün içine bakmalıyız
siz gözünün içine bakmalısınız
onlar gözünün içine bakmalı(dır)lar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben gözünün içine bakmalıydım
sen gözünün içine bakmalıdın
o gözünün içine bakmalıydı
biz gözünün içine bakmalıydık
siz gözünün içine bakmalıydınız
onlar gözünün içine bakmalıydılar
Past, Dubitative / گذشته تردیدی
ben gözünün içine bakmalıymışım
sen gözünün içine bakmalıymışsın
o gözünün içine bakmalıymış
biz gözünün içine bakmalıymışız
siz gözünün içine bakmalıymışsınız
onlar gözünün içine bakmalıymışlar

Conditional / وجه شرطی

Simple tense / فاعلی زمان گسترده
ben gözünün içine baksam
sen gözünün içine baksan
o gözünün içine baksa
biz gözünün içine baksak
siz gözünün içine baksanız
onlar gözünün içine baksalar
Present progressive / حال استمراری
ben gözünün içine bakıyorsam
sen gözünün içine bakıyorsan
o gözünün içine bakıyorsa
biz gözünün içine bakıyorsak
siz gözünün içine bakıyorsanız
onlar gözünün içine bakıyorlarsa
Present / حال ساده
ben gözünün içine bakırsam
sen gözünün içine bakırsan
o gözünün içine bakırsa
biz gözünün içine bakırsak
siz gözünün içine bakırsanız
onlar gözünün içine bakırsalar
Past definite / گذشته خبری
ben gözünün içine baktıysam
sen gözünün içine baktıysan
o gözünün içine baktıysa
biz gözünün içine baktıysak
siz gözünün içine baktıysanız
onlar gözünün içine baktıysalar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben gözünün içine bakmışsam
sen gözünün içine bakmışsan
o gözünün içine bakmışsa
biz gözünün içine bakmışsak
siz gözünün içine bakmışsanız
onlar gözünün içine bakmışsalar

Subjunctive / وجه التزامی

Simple tense / زمان گسترده
ben gözünün içine bakayım
sen gözünün içine bakasın
o gözünün içine baka
biz gözünün içine bakalım
siz gözünün içine bakasınız
onlar gözünün içine bakalar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben gözünün içine bakaydım
sen gözünün içine bakaydın
o gözünün içine bakaydı
biz gözünün içine bakaydık
siz gözünün içine bakaydınız
onlar gözünün içine bakaydılar
Past reportative /
ben gözünün içine bakaymışım
sen gözünün içine bakaymışsın
o gözünün içine bakaymış
biz gözünün içine bakaymışız
siz gözünün içine bakaymışsınız
onlar gözünün içine bakaymışlar

Imperative / وجه امری

sen gözünün içine bak
o gözünün içine baksın
siz gözünün içine bakın(ız)
onlar gözünün içine baksınlar
دانلود اپلیکیشن آموزشی + دیکشنری رایگان