صرف فعل ترکی استانبولی manalandırmak

manalandırmak : مصدر

Indicative mood / وجه اخباری

Present continuous simple / حال استمراری ساده
ben manalandırıyorum
sen manalandırıyorsun
o manalandırıyor
biz manalandırıyoruz
siz manalandırıyorsunuz
onlar manalandırıyorlar
Simple tense / زمان گسترده
ben manalandırırım
sen manalandırırsın
o manalandırır
biz manalandırırız
siz manalandırırsınız
onlar manalandırırlar
Past definite / گذشته خبری
ben manalandırdım
sen manalandırdın
o manalandırdı
biz manalandırdık
siz manalandırdınız
onlar manalandırdılar
Past progressive, dubitative / گذشته استمراری تردیدی
ben manalandırıyormuşum
sen manalandırıyormuşsun
o manalandırıyormuş
biz manalandırıyormuşuz
siz manalandırıyormuşsunuz
onlar manalandırıyormuşlar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben manalandırırmışım
sen manalandırırmışsın
o manalandırırmış
biz manalandırırmışız
siz manalandırırmışsınız
onlar manalandırırmışlar
Past progressive, narrative / گذشته استمراری روایتی
ben manalandırıyordum
sen manalandırıyordun
o manalandırıyordu
biz manalandırıyorduk
siz manalandırıyordunuz
onlar manalandırıyordular
Past perfect, narrative / گذشته کامل روایتی
ben manalandırmıştım
sen manalandırmıştın
o manalandırmıştı
biz manalandırmıştık
siz manalandırmışstınız
onlar manalandırmıştılar
Doubtful distant past / گذشته دور و تردید آمیز
ben manalandırmışmışım
sen manalandırmışmışsın
o manalandırmışmış
biz manalandırmışmışız
siz manalandırmışmışsınız
onlar manalandırmışmışlar
Past in future / گذشته در آینده
ben manalandırmış olacağım
sen manalandırmış olacaksın
o manalandırmış olacak
biz manalandırmış olacağız
siz manalandırmış olacaksınız
onlar manalandırmış olacaklır
Past conditional narrative / شرطی روایتی گذشته
ben manalandırsaydım
sen manalandırsaydın
o manalandırsaydı
biz manalandırsaydık
siz manalandırsaydınız
onlar manalandırsaydılar
Past conditional dubitative / شرطی تردیدی گذشته
ben manalandırsaymışım
sen manalandırsaymışsın
o manalandırsaymış
biz manalandırsaymışız
siz manalandırsaymışsınız
onlar manalandırsaymışlar
Future simple / زمان آینده
ben manalandıracağım
sen manalandıracaksın
o manalandıracak
biz manalandıracağız
siz manalandıracaksınız
onlar manalandıracaklar
Future in past / آینده در گذشته
ben manalandıracaktım
sen manalandıracaktın
o manalandıracaktı
biz manalandıracaktık
siz manalandıracaktınız
onlar manalandıracaktılar
Future dubitative / آینده وجه تردیدی
ben manalandıracakmışım
sen manalandıracakmışsın
o manalandıracakmış
biz manalandıracakmışız
siz manalandıracakmışsınız
onlar manalandıracakmışlar
Future conditional / آینده شرطی
ben manalandıracaksam
sen manalandıracaksan
o manalandıracaksa
biz manalandıracaksak
siz manalandıracaksanız
onlar manalandıracaksalar

Necessitative /

Simple tense / زمان گسترده
ben manalandırmalıyım
sen manalandırmalısın
o manalandırmalı(dır)
biz manalandırmalıyız
siz manalandırmalısınız
onlar manalandırmalı(dır)lar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben manalandırmalıydım
sen manalandırmalıdın
o manalandırmalıydı
biz manalandırmalıydık
siz manalandırmalıydınız
onlar manalandırmalıydılar
Past, Dubitative / گذشته تردیدی
ben manalandırmalıymışım
sen manalandırmalıymışsın
o manalandırmalıymış
biz manalandırmalıymışız
siz manalandırmalıymışsınız
onlar manalandırmalıymışlar

Conditional / وجه شرطی

Simple tense / فاعلی زمان گسترده
ben manalandırsam
sen manalandırsan
o manalandırsa
biz manalandırsak
siz manalandırsanız
onlar manalandırsalar
Present progressive / حال استمراری
ben manalandırıyorsam
sen manalandırıyorsan
o manalandırıyorsa
biz manalandırıyorsak
siz manalandırıyorsanız
onlar manalandırıyorlarsa
Present / حال ساده
ben manalandırırsam
sen manalandırırsan
o manalandırırsa
biz manalandırırsak
siz manalandırırsanız
onlar manalandırırsalar
Past definite / گذشته خبری
ben manalandırdıysam
sen manalandırdıysan
o manalandırdıysa
biz manalandırdıysak
siz manalandırdıysanız
onlar manalandırdıysalar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben manalandırmışsam
sen manalandırmışsan
o manalandırmışsa
biz manalandırmışsak
siz manalandırmışsanız
onlar manalandırmışsalar

Subjunctive / وجه التزامی

Simple tense / زمان گسترده
ben manalandırayım
sen manalandırasın
o manalandıra
biz manalandıralım
siz manalandırasınız
onlar manalandıralar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben manalandıraydım
sen manalandıraydın
o manalandıraydı
biz manalandıraydık
siz manalandıraydınız
onlar manalandıraydılar
Past reportative /
ben manalandıraymışım
sen manalandıraymışsın
o manalandıraymış
biz manalandıraymışız
siz manalandıraymışsınız
onlar manalandıraymışlar

Imperative / وجه امری

sen manalandır
o manalandırsın
siz manalandırın(ız)
onlar manalandırsınlar
دانلود اپلیکیشن آموزشی + دیکشنری رایگان