صرف فعل ترکی استانبولی yaşlanmak

yaşlanmak : مصدر

Indicative mood / وجه اخباری

Present continuous simple / حال استمراری ساده
ben yaşlanıyorum
sen yaşlanıyorsun
o yaşlanıyor
biz yaşlanıyoruz
siz yaşlanıyorsunuz
onlar yaşlanıyorlar
Simple tense / زمان گسترده
ben yaşlanırım
sen yaşlanırsın
o yaşlanır
biz yaşlanırız
siz yaşlanırsınız
onlar yaşlanırlar
Past definite / گذشته خبری
ben yaşlandım
sen yaşlandın
o yaşlandı
biz yaşlandık
siz yaşlandınız
onlar yaşlandılar
Past progressive, dubitative / گذشته استمراری تردیدی
ben yaşlanıyormuşum
sen yaşlanıyormuşsun
o yaşlanıyormuş
biz yaşlanıyormuşuz
siz yaşlanıyormuşsunuz
onlar yaşlanıyormuşlar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben yaşlanırmışım
sen yaşlanırmışsın
o yaşlanırmış
biz yaşlanırmışız
siz yaşlanırmışsınız
onlar yaşlanırmışlar
Past progressive, narrative / گذشته استمراری روایتی
ben yaşlanıyordum
sen yaşlanıyordun
o yaşlanıyordu
biz yaşlanıyorduk
siz yaşlanıyordunuz
onlar yaşlanıyordular
Past perfect, narrative / گذشته کامل روایتی
ben yaşlanmıştım
sen yaşlanmıştın
o yaşlanmıştı
biz yaşlanmıştık
siz yaşlanmışstınız
onlar yaşlanmıştılar
Doubtful distant past / گذشته دور و تردید آمیز
ben yaşlanmışmışım
sen yaşlanmışmışsın
o yaşlanmışmış
biz yaşlanmışmışız
siz yaşlanmışmışsınız
onlar yaşlanmışmışlar
Past in future / گذشته در آینده
ben yaşlanmış olacağım
sen yaşlanmış olacaksın
o yaşlanmış olacak
biz yaşlanmış olacağız
siz yaşlanmış olacaksınız
onlar yaşlanmış olacaklır
Past conditional narrative / شرطی روایتی گذشته
ben yaşlansaydım
sen yaşlansaydın
o yaşlansaydı
biz yaşlansaydık
siz yaşlansaydınız
onlar yaşlansaydılar
Past conditional dubitative / شرطی تردیدی گذشته
ben yaşlansaymışım
sen yaşlansaymışsın
o yaşlansaymış
biz yaşlansaymışız
siz yaşlansaymışsınız
onlar yaşlansaymışlar
Future simple / زمان آینده
ben yaşlanacağım
sen yaşlanacaksın
o yaşlanacak
biz yaşlanacağız
siz yaşlanacaksınız
onlar yaşlanacaklar
Future in past / آینده در گذشته
ben yaşlanacaktım
sen yaşlanacaktın
o yaşlanacaktı
biz yaşlanacaktık
siz yaşlanacaktınız
onlar yaşlanacaktılar
Future dubitative / آینده وجه تردیدی
ben yaşlanacakmışım
sen yaşlanacakmışsın
o yaşlanacakmış
biz yaşlanacakmışız
siz yaşlanacakmışsınız
onlar yaşlanacakmışlar
Future conditional / آینده شرطی
ben yaşlanacaksam
sen yaşlanacaksan
o yaşlanacaksa
biz yaşlanacaksak
siz yaşlanacaksanız
onlar yaşlanacaksalar

Necessitative /

Simple tense / زمان گسترده
ben yaşlanmalıyım
sen yaşlanmalısın
o yaşlanmalı(dır)
biz yaşlanmalıyız
siz yaşlanmalısınız
onlar yaşlanmalı(dır)lar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben yaşlanmalıydım
sen yaşlanmalıdın
o yaşlanmalıydı
biz yaşlanmalıydık
siz yaşlanmalıydınız
onlar yaşlanmalıydılar
Past, Dubitative / گذشته تردیدی
ben yaşlanmalıymışım
sen yaşlanmalıymışsın
o yaşlanmalıymış
biz yaşlanmalıymışız
siz yaşlanmalıymışsınız
onlar yaşlanmalıymışlar

Conditional / وجه شرطی

Simple tense / فاعلی زمان گسترده
ben yaşlansam
sen yaşlansan
o yaşlansa
biz yaşlansak
siz yaşlansanız
onlar yaşlansalar
Present progressive / حال استمراری
ben yaşlanıyorsam
sen yaşlanıyorsan
o yaşlanıyorsa
biz yaşlanıyorsak
siz yaşlanıyorsanız
onlar yaşlanıyorlarsa
Present / حال ساده
ben yaşlanırsam
sen yaşlanırsan
o yaşlanırsa
biz yaşlanırsak
siz yaşlanırsanız
onlar yaşlanırsalar
Past definite / گذشته خبری
ben yaşlandıysam
sen yaşlandıysan
o yaşlandıysa
biz yaşlandıysak
siz yaşlandıysanız
onlar yaşlandıysalar
Indefinite past / گذشته گسترده
ben yaşlanmışsam
sen yaşlanmışsan
o yaşlanmışsa
biz yaşlanmışsak
siz yaşlanmışsanız
onlar yaşlanmışsalar

Subjunctive / وجه التزامی

Simple tense / زمان گسترده
ben yaşlanayım
sen yaşlanasın
o yaşlana
biz yaşlanalım
siz yaşlanasınız
onlar yaşlanalar
Past, Narrative / گذشته روایتی
ben yaşlanaydım
sen yaşlanaydın
o yaşlanaydı
biz yaşlanaydık
siz yaşlanaydınız
onlar yaşlanaydılar
Past reportative /
ben yaşlanaymışım
sen yaşlanaymışsın
o yaşlanaymış
biz yaşlanaymışız
siz yaşlanaymışsınız
onlar yaşlanaymışlar

Imperative / وجه امری

sen yaşlan
o yaşlansın
siz yaşlanın(ız)
onlar yaşlansınlar
دانلود اپلیکیشن آموزشی + دیکشنری رایگان