[اسم]

yürüyüş

/jyɾyjˈøʃ/
قابل شمارش

1 پیاده‌روی

  • 1.Benim hobim yağmurda yürüyüşe çıkmak.
    1. سرگرمی من در باران پیاده‌روی کردن است.
  • 2.Fazla yağlarını eritmek için her akşam karısı ile yürüyüşe çıkarlar.
    2. برای آب کردن چربی‌های اضافی‌اش هر شب با زنش به پیاده‌روی می‌روند.

2 رژه

  • 1.Askerliğin ilk iki ayında her gün zorunlu yürüyüş yapıyorduk.
    1. در دو ماه اول سربازی هر روز رژه اجباری می‌رفتیم.
  • 2.Ordu kısa bir yoldan yürüyüşe tekrar başladı.
    2. ارتش از یک راه کوتاه دوباره پیاده‌روی را شروع کرد.

3 راهپیمایی

  • 1.Yarın saat üçte öğretmenlerin maşlarının kesilmesi üzerine yürüyüş yapacağız.
    1. فردا ساعت سه به منظور قطع حقوق معلمان راهپیمایی خواهد شد.
  • 2.Yürüyüşe katılacak mısın?
    2. در راهپیمایی شرکت خواهی کرد؟
تصاویر
دانلود اپلیکیشن آموزشی + دیکشنری رایگان